Hafta sonu önce altı, daha sonra yine altı kişilik şehit haberleriyle sarsıldı Türkiye. Rahmet olsun. Allah ailelerine ve halkımıza sabırlar versin.

Her şehadet yürekleri bir daha yakıyor, sadece bir eve değil; binlerce eve ateş düşüyor aslında. Daha önce evladı şehit olan, gazi olan aileler de yanıp tutuşuyor bu acıyla. Kor alevler üst üste yakıyor aileleri. Birçok insan 45 saniyelik haber spotundan sonra unutuyor ama şehit aileleri için için yanmaya devam ediyor.

Şehit evlerinin hâlini gösteriyor televizyonlar. Yıkık dökük evlerin içlerinden feryatlar yükseliyor göğe. Mağrur edalı ama asla boyun bükmeyen ve isyan etmeyen feryatlar. Acı, evlerin bağrına düşüyor. Zaten kor kor yanan evlere bir de şehit acısı ekleniyor.

Her şehidin farklı bir hikâyesi var. Anca şehadet şerbeti içildikten sonra haberdar oluyoruz. Aslında ne acılar yaşadıklarını, neden asker olduklarını… Bir insanın kendini dağlara salmasının, aylarca ev yüzü görmeden yaşamasının nedenini anlıyoruz her hikâyede…

Türk insanı vatanı için canını seve seve verir, hele konu vatansa gözünü bile kırpmaz. Buna insanlık tarihi şahit. Askerimiz, geride kalanlara ‘Anne, ben ölürsem ağlama; yüreğini serin tut, evladın vatan için şehit olmuştur.’ diyecek kadar da cesur.

Bakmayın siz öyle sosyal medyada atıp tutan tiplere, bu ana kuzuları şehadete yürümezse evlerindeki sıcak yataklarında uyuyamayacaklarını bilmiyorlar. Bırakın uyumayı, içine girecek çadır bulup bulamayacakları meçhul tipler var bunları yazıp çizen. Üç tarafı deniz, dört tarafı düşman dolu bir ülkede yaşıyoruz. Keçecizade Fuat Paşa’nın dediği gibi; ‘En güçlü devlet Osmanlı zira siz dıştan, biz de içten yıkmaya çalışıyoruz lakin bir türlü yıkılmıyor.’ Hiç değiştirmeden, Osmanlı yerine Türkiye’yi koyun; bakın nasıl da oturuyor cümle. Hiç değiştirmeden!

Yıllardır içten ve dıştan baskılara maruz kalan bir ülke var. Aslanlar gibi ayakta duruyor. Eline kazmayı alan ‘Acaba nereden yıkabilirim’ diye uğraş veriyor da veriyor. Türkiye insanlığın son kalesi, kim ne derse desin. Ayakta kalmasında bunun da rolü var. Allah güç veriyor, kuvvet veriyor. Yol veriyor, yordam veriyor. En sert dalgada bu defa gider derken (Allah muhafaza) daha da güçlenerek çıkıyor. Yürüdükçe yürüyor. Sanıyor musunuz ki şu anki olaylar Gazze’den vareste, durup dururken şehit sayısındaki artış İsrail planının dışında. Öyle düşünüyorsanız yanılıyorsun.

Hepimiz bir kere daha şapkamızı önümüze koyup olanları yeniden düşünelim. İdrakin zirvesinde Gazze’yi ve son olayları beraberce düşünelim. Taşlar yerine oturunca gönül gözümüz yeniden açılır, vesselam.

"Cesaret dağında korku rüzgârı esmez, aslanlar gibi yaşayın”

QOSHE - Cesaret dağında korku rüzgârı esmez - Ömer Evsen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Cesaret dağında korku rüzgârı esmez

9 2
25.12.2023

Hafta sonu önce altı, daha sonra yine altı kişilik şehit haberleriyle sarsıldı Türkiye. Rahmet olsun. Allah ailelerine ve halkımıza sabırlar versin.

Her şehadet yürekleri bir daha yakıyor, sadece bir eve değil; binlerce eve ateş düşüyor aslında. Daha önce evladı şehit olan, gazi olan aileler de yanıp tutuşuyor bu acıyla. Kor alevler üst üste yakıyor aileleri. Birçok insan 45 saniyelik haber spotundan sonra unutuyor ama şehit aileleri için için yanmaya devam ediyor.

Şehit evlerinin hâlini gösteriyor televizyonlar. Yıkık dökük evlerin içlerinden feryatlar yükseliyor göğe. Mağrur edalı ama asla boyun bükmeyen ve isyan etmeyen feryatlar. Acı, evlerin bağrına düşüyor. Zaten kor kor yanan evlere bir de şehit acısı ekleniyor.

Her şehidin farklı bir hikâyesi var. Anca şehadet şerbeti içildikten sonra haberdar oluyoruz. Aslında ne acılar yaşadıklarını, neden asker olduklarını… Bir insanın........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play