menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Özel ‘1920 ruhu’ ile neyi kastediyor?

7 1
25.07.2024

Türkiye siyasetinde sıklıkla kullanılan bir metafor vardır: Ruh. Özellikle “68 ruhu” söylemi sadece Türkiye’de değil dünyada da yaygın bir klişeye döndü.

Tabii son dönemde siyasi literatürümüze yeni “ruh”lar daha eklendi. “Gezi ruhu”, “15 Temmuz ruhu” ve “Yenikapı ruhu.”

İlgili durum ve olaylara atıf yapıldığında, mevcut sorunların o “ruh”ların canlanmasıyla çözüme kavuşabileceği veya çözümü kolaylaştıracağı düşünülür.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlığı döneminde, AK Parti'nin 1920'deki Büyük Millet Meclisi ruhunu, 1923'teki kuruluş ruhunu, bugüne taşıyan parti olduğunu sıklıkla ifade ederdi.

En son 15 Temmuz darbe girişimin yıl dönümünde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel “1920 ruhu” tabirini kullandı.

PEKİ NEDİR BU 1920 RUHU?

Balkan Savaşları döneminde, Müslüman Arnavutlar Osmanlı’dan ayrıldı. Birinci Dünya Savaşı’nda da Müslüman Araplar, İngilizlerin desteğiyle Osmanlı’dan ayrıldı. Savaş sonrasında imzalanan Mondros Mütarekesi ile Osmanlı İmparatorluğu fiilen sona erdi.

İşte 1920 ruhu diye atıf yapılan şey, Türklerin ve Kürtlerin başı çektiği Anadolu’daki Müslüman ahalinin İslam üst kimliği ile örgütlenerek İstiklal Harbi’ni başlatması ve sonrasına başarılı olması durumu.

Osmanlı’yı dağılmaktan kurtarmak için 19. yüzyılda ortaya atılan Ümmetçilik/Panislamizm düşüncesi, İstiklal Harbi sırasında Batılı işgalcilere karşı Anadolu’da icra edildi ve başarılı olundu.

Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de açılmadan önce, bizzat Gazi Mustafa Kemal’in talimatıyla bütün yurtta hatimler indirilmiş, Mevlid-i Şerifler okunmuştur. 23 Nisan günü, özellikle bir cuma gününe denk getirilmiş, Meclis de dualarla, kesilen kurbanlarla açılmıştı.

İSTİSNA ANAYASA

Bu 1920 ruhu, Ocak 21’de Teşkilât-ı Esâsiye Kânunu ile anayasasını ortaya çıkaracak ruhtu. Bu anayasada, “Hâkimiyet, bilâ kaydü şart milletindir.” dedikten sonra “Türkiye Devleti’nin dini, Din-i İslâmdır.” diyordu. Anayasada aynı zamanda, Meclis’in müttefiklerin elinde esir olan İslam halifesini kurtarmak üzere açıldığını da beyan ediyordu.

Bu 21 Anayasası’nın, tarihimizde istisnai bir yeri vardır. 1876 Anayasası yani Kânûn-ı Esâsî, padişah denetiminde asker-sivil bürokrasi tarafından yapıldı. 1924 Anayasası, Kemalist tek partinin güdümünde bir TBMM’nin yaptığı dolayısıyla dar bir kadronun kuruculuk işlevini yerine getirdiği bir anayasaydı. Sonrasındaki 1961 ve 1982 anayasaları ise doğrudan askerî darbenin ürünü olan ve yine asker ile........

© Diriliş Postası


Get it on Google Play