Savaş, yıkım, değişim: 2023’ü nasıl bilirdiniz?
2023’ü nasıl anımsardınız? “Büyük savaş dediğimiz durumlar İkinci Dünya Savaşından bu yana pek olmamıştır. Fakat, 2022 nin başından beri durum hızla değişmeye başladı. Artık meseleleri silahla çözme yöntemi geçerli akçe haline geldi.” Fotoğraf Gazze’den. Ekim ayında Hamas’ın İsrail’e saldırısının ardından başlatılan bombardımanda şimdiye kadar 20 bin kişinin öldüğü bildiriliyor. (Foto: AA)
2023’ü nasıl anımsarsınız diye bir soru sorulsa herhalde iyi ki geride kaldı deriz. Ne yazık ki 2024 de bize pek iyi görünmüyor. Ancak bu tür ifadeleri geçmiş yıllar için de kullanmadık mı? Dünyanın savaş ve çatışmadan uzak olduğu yıllar azdır. Ama yine de büyük savaş dediğimiz durumlar İkinci Dünya Savaşından bu yana pek olmamıştır. Avrupa kıtası Yugoslavya ardıl savaşları haricinde sakin kalmıştır. Vietnam savaşından beri Asya’nın doğusu da sakin sayılır. Genelde savaş ve çatışmalar Orta Doğu ve İslam dünyasında yaşanmıştır. Fakat artık sanki başka bir döneme giriyor gibiyiz. COVID salgını nedeniyle sağlık unsurlarının öne çıktığı kısa sürede dünya en azından şiddet olayları bakımından gündemde değildi. Ancak 2022 nin başından beri durum hızla değişmeye başladı. Artık meseleleri silahla çözme yöntemi geçerli akçe haline geldi.
Rusya, NATO’nun Ukrayna’yı dahil ederek olası genişlemesinin kendi çıkarı aleyhine olduğunu ileri sürerek geçen yılın Şubat ayında Ukrayna’yı işgale kalkıştı. Kısa bir zamanda çözüm olacağını ümit eden Rusya Devlet Başkanı Putin fena halde çuvalladı ve savaş hala sürüyor. Bu yıl Ukrayna’nın Rusya’yı durdurmasının ötesinde püskürtmesi ihtimalleri konuşulurken şu anda daha uzun sürecek bu savaşta neticenin kimin daha dayanaklı olacağına bağlı olacağı anlaşılıyor. Rusya’nın hem asker sayısı, hem teçhizat üstünlüğüne karşın, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batı’nın Ukrayna’ya olan desteğini sürdürüp sürdürmeyeceği gelecek yıl en çok konuşulan ve tartışılan konu olacak.
Ekim ayında ise Hamas’ın İsrail’e vahşi saldırısı oldu. Bunun üzerine İsrail daha da acımasız bir şekilde Hamas’ın hüküm sürdüğü Gazze’yi dümdüz etmekle meşgul. Şimdiden yirmi binden fazla kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Hamas’ın İsrail’in tepkisinin tahmin edememesi mümkün değil. Bu saldırının altında İsrail’in bir yandan anlaşmalara aykırı biçimde Yahudi yerleşim yerlerini çoğaltması, diğer yandan da İbrahim Anlaşmaları uyarınca İsrail’in birçok Arap ülkesi ile yakınlaşmasına karşı yapıldığı ileri sürülse de, yarattığı tahribat bölgesel boyutları geçmiş durumda. Filistin halkı acı çekiyor ve bir ateşkeş için bile İsrail ile kenetlenmiş ABD’nin etkisinin sınırlı olduğu ortaya çıkıyor.
Bu saldırıların kökenlerinde hemfikir olalım ya da olmayalım, hepsinin ortak noktası var. Ülkeler artık yıllardır, hatta on yıllardır ertelenen meselelerin müzakere ya da diplomatik yollarla çözülmesini beklemiyor. Şiddet, hedeflere ulaşmak için tek araç olarak görülüyor. Bunun bir başka örneği Kafkaslarda yaşandı. Otuz yıllık bir bekleyişin ardından Azerbaycan meseleleri kendi eliyle çözmeye karar verdi. Daha donanımlı ve eğitimli bir orduyla, uluslararası toplumun zaten Azeri toprağı olarak kabul ettiği ancak çözemediği Karabağ’ı geri almak için harekete geçti ve bunu sağladı.
Son olarak geçtiğimiz ay Venezuela, sadece Venezuelalıların katıldığı düzmece bir referanduma dayanarak komşu Guyana’yı topraklarının büyük bir bölümünü ele geçirmekle tehdit etti. Bakalım burada Guyana’yı kim destekleyecek.
Bütün bunlar netice alabilmek için kaba kuvvetin tercih edildiğini, gündemin artık savaş olduğunu göstermektedir. İkinci Dünya Savaşından sonra kurulan ABD önderliğindeki uluslararası düzenin artık iyice sarsıldığını görüyoruz. Ukrayna savaşında Rusya, İsrail – Hamas mücadelesinde ABD Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini bloke ediyor. Dünya bir yandan........
© yetkinreport.com
visit website