GİRESUN’UN KADERİNE SAHİP ÇIKMAK YA DA ÖZGÜR İRADE İLE TERCİH HAKKIMIZI KULLANMAK
Başlıktaki iki seçeneğe birçoğunuzun nasıl cevap verdiğini tahmin edebiliyorum. Ancak benim cevabım sizinle aynı değil. Neden farklı düşündüğümüzü dilimiz döndüğü fikrimiz elverdiği ölçüde anlatmaya çalışalım.
Yıllardır Giresun’un kaderi üzerine kelam eder dururuz. Giresun’un kaderi bu! gibi olumsuzluk ifade eden bir sürü örnekleme dilimize pelesenk olmuştur. Şehrimiz için bir tespit yapmak ihtiyacı olsa lafa “Giresun’un kaderi böyle” diye başlayıp bütün olumsuzlukları ardı ardına sıralarız. Şehrin kaderi konusunda güzel sözler söyleyene pek rastlamadığımı ifade etmeliyim.
Doğrusunu söylemek gerekirse yukarıda ifade ettiğim gibi söylenenlerin tersine naçizane Giresun’un eşi benzeri olmayan güzellikte kadere sahip olduğunu düşünüyorum.
Neden mi?
Öncelikle kader kelimesi ve içeriğinden ne anladığımı açıklamam gerekiyor. Her ne kadar kelimenin anlam alanına dair söyleneler adeta boğa güreşi arenası olsa bile.
Bizim kabul ettiğimiz manaya göre kader; insanoğlunun etkisinin olmadığı, yaşamın içinde hazır bulduğu, özgür iradenin etkisinin olmadığı şeylerdir. Annemiz, babamız, doğduğumuz şehir, doğum tarihimiz, tabiiyetimiz, doğa, doğa kanunları, bilim, yaşadığımız coğrafya gibi...İbni Haldun’a izafe edilen (bana göre İbni Haldun’un böyle bir sözü yok) “coğrafya kaderdir” cümlesi konuya hafif de olsa parmak basıyor.
Açıklamaya çalıştığım kader tanımlamamıza dini literatür açısından itiraz edecek olanlara şimdiden delilerinin çok sağlam olmasını tavsiye ederim. Zira bohçamızda bizi destekleyecek çok sağlam dini argümanlar bulunuyor.
Tespit ettiğimiz tanım bağlamında Giresun’un kaderi üzerine birkaç çözümleme denemesi yapmak........
© Yeşilgiresun
visit website