Müstebitler dini nasıl kullanırlar?
Halifelik, padişah “halife” sıfatını taşıdığı zamanda da tartışılmıştır. Bir örneğini göstereceğim. Diyeceksiniz bu örnek, II. Meşrutiyet’in ilânından sonra II. Abdülhamit’in hükmünü yitirdiği, hal‘ edildiği, koltuğundan uzaklaştırıldığı zamanda yazılmıştır.
Bu tür tartışmaların öncesi olmasa, sonrası olmaz. Fikirler birden zuhur etmiyor; yoğrula yoğrula pişiyor.
Resimli Kitap dergisi üzerinde çalıştığımızı biliyorsunuz. II. Meşrutiyet’in ilânından hemen sonra “hürriyet, müsavat, uhuvvet” (hürriyet, eşitlik, kardeşlik) nidaları arasında, önüne gelen gazete dergi çıkarmaya başladı. Resimli Kitap da bu yayınlar arasında, bir fikir ve aktüalite dergisi idi.
“İstibdat” bitmiş, hür hayata geçilmişti. Sonra, herkes doludizgin gitmeye başlayınca, ister istemez tedbirler alındı ve kimsenin istediği gibi yazıp konuşamayacağı ihtar edildi.
Söz açılmışken, o dönemin fikir hürriyeti açısından durumu ne idi, görelim.
“Bir dernek kurmak için toplanan gazetecilerin artık yazılarını sansüre göndermeyeceklerini belirtmeleri üzerine 25 Temmuz 1908’de, 30 yıldan sonra, ilk defa gazeteler sansürsüz yayınlanmıştır. Bu tarihten itibaren 45 günde gazete çıkarmak için başvuranların sayısı 200’ü aşmıştır. Çok değişik fikir hareketleri kendi yayın organlarını çıkarmaya başlamışlardır. II. Meşrutiyet’in ilân edildiği 24 Temmuz 1908’den 31 Mart Vak’ası’na (13 Nisan 1909) kadar basın hürriyetine hemen hiçbir........© Yeniçağ
visit website