Herkesin hayatından öğrenilecekler var…
Genel olarak okumayan bir toplum olduğumuzdan şikâyet edilir…
Yalnız okumayan değil yazmayan da bir toplum olduğumuzu bu şikâyete eklemek yanlış olmaz… Nedense yazma alışkanlığımız da yok sayılacak düzeyde…
Günlük tutanlar, biyografilerini ve hatıralarını yazanlar istisna kategorisinde gibi…
Bence bu yazma alışkanlığımızın zayıflığından çok, “Benim yazdıklarımı kim okur ki?, Yazdıklarım kimi ilgilendirir, kimin işine yarar?” endişelerinden kaynaklı olduğunu düşünmüşümdür.
Halbuki, dünyada hemen hemen herkesin çocukluk yıllarında hikâyelerini okuduğu Danimarkalı yazar, şair Hans Christian Andersen’in güzel bir sözü vardır:
“Her insanın hayatı, Tanrı'nın yazdığı bir peri masalıdır.”
Bu açıdan baktığımızda herkesin yazılacak ve okunacak bir hikâyesinin olması kaçınılmaz görünüyor. Önemli olan o hikâyeyi kaleme alıp kâğıda dökebilmek konusunda harekete geçmek. Her geçen gün ülkemizde de bunun güzel örneklerine rastlayabiliyoruz. Ülkemizin başarılı iş insanlarından Yavuz Altop da bunlardan biri. Türkiye’ye dünyaya ihracat yapan YATAŞ gibi değerli bir marka kazandıran Yavuz Altop bu başarı öyküsünü kendi hayat hikâyesiyle birlikte kitaplaştırarak çok yararlı bir işe imza atmış. Yavuz Altop’un, “Anneannemin Karton Bavulu” adlı kitabı sadece YATAŞ ve onun hayat hikâyesiyle sınırlı değil. Kitap aynı zamanda dönemin Türkiye panoramasını bir film şeridi gibi okurun gözünün önünden geçiriyor. 1940’lı yıllardan günümüze uzanan bu süreçte Yavuz Altop’un tanıklık ettiği siyasi, sosyal, ticari ve kültürel kesitleri okurken zaman tünelinde bir Türkiye yolculuğu yapmak mümkün oluyor.
Gelelim kendi öyküsüyle birlikte Türkiye’nin nereden nereye geldiğini bu güzel kitap ile gündeme taşıyan iş insanı Yavuz Altop’un kısa hayat hikâyesine;
Yavuz Altop, 1939........
© Yeniçağ
visit website