Vasatın Hâkimiyetine Karşı Hakkaniyet ve Medeniyet Mücadelesi
Vasatın sözlükteki karşılığına bakıldığında; orta, ortalama, arada olan şey gibi anlamlarla karşılaşabiliriz. Fakat biliyoruz ki bazı kelimeler kullanıldıkları bağlam üzerinden de zaman içinde farklı kılıklara bürünebilmektedir. Ben sıradanlık, hatta bu sıradanlığın yarattığı sosyal çürüme üzerinden ele alacağım “vasatın hâkimiyeti” meselesini.
Öncelikle yanlış anlaşılma ihtimalini en aza indirmek istiyorum. Amacım, toplum içindeki “seçkin” diye tabir edilen kesimin kutsandığı elitist bir tavır geliştirmek değildir. Gailem onun çok ötesinde.
***
Her ne kadar dünyadan kopuk (koparılmış), ada yarısına sıkıştırılmış şekilde yaşıyor olsak da, genele yayılan muhafazakâr sağın yükselişinin, manipülasyon aracılığıyla hakikatin katledilmesinin ve en bilindik hâli ile popülist liderliğin kurgulayıp meşrulaştırdığı vasatlık, Kıbrıs Türk toplumunu da ciddi şekilde etkisi altına aldı. Herkesin her şeyi “bildiği”, herkesin her şey “olabildiği” ve aslında herkesin her “şeyleştiği” bir çağın kurbanlarıyız.
Bahsetmeye çalıştığım karanlık tabloya, eğitime eşit koşullarda erişememiş veya ekonomik zorluklar başta olmak üzere pek çok konuda imkânsızlıklar içinde hayatını idame ettirmeye çalışan insanlar neden olmuyor. Ama vasatlığı seçkin bir değer olarak sunan iktidarlar; sığlaşmayı, hoşgörüsüzlüğü, bilgi sahibi olmadan fikir sunabilmeyi, ahlakçılık ve tutuculuk sayesinde farklılığın yok edilmesini kutsallaştırıp başarının anahtarı olarak sunuyorlar. Hâl böyle olunca çürüme kendine alan buluyor.........
© Yeni Düzen
visit website