KENDİMİ AYIPLADIĞIM BİR KONU VAR
Giray Altınok’un komik olduğunu bilirdim, sosyal medyadan da sıkça denk gelir izlerdim. Uzaktan uzağa bir takip halindeydim anlayacağınız ancak böyle bir diziyi ben nasıl olur da yeni izlerim diye kendime o kadar kızdım ki... Üstelik bu dizi Türkiye için bir ilki gerçekleştirip, Virtual Production(sanal stüdyo) sistemini bile kullanmışken…
Bakın, abarttığımı düşünebilirsiniz, ki kolay kolay bu kadar övmeyeceğimi de bilirsiniz, bu dizi gerçekten bir komedi dizisi. Karakterleri o kadar iyi karakterize etmişler ki, oyuncular role girerken zorlanmıyor da sanki var olan birini taklit ediyorlar gibi. Giray’ın senaryoya ve başrol Prens’e verdiği canı, kanı, teri görüyorsunuz ve bu hiç de öyle yapmacık değil. Gözünüze sokularak yapılmıyor hiçbir espri, aksine anlayamadan kaçırmaktan korkuyorsunuz her sahneyi.
Demem o ki, Sezar’ın hakkını Sezar’a vermekte fayda var, yeni sezonu iple çekiyorum. Emeğinize sağlık.
İstanbul’a döndüm demiş miydim?
İstanbul’a ara vermekten, buradan uzak olmaktan her ne kadar hoşlanmasam da gürültü ve hava kirliliğinden uzaklaşmanın iyi geldiğini itiraf etmeliyim. Ancak burada olmadan, burayla ilgili yazmayı da sevmiyorum. O yüzden gelir gelmez tam hızla size yeni sergiler, konserler, etkinlikler listesi yaptım; hazırsanız paylaşıyorum!
Öncelikle güzelim İstanbul’un bahçelerini, parklarını, boğaz kenarında oturup mehtabın tadını çıkaranlarla dolan sahillerini çok özlemişim.........
© Yeni Birlik
visit website