Peygamber Efendimizin hayatında uhuvvet - 6
Bazen zahirde bazı hadiselerin imana ve hizmete zarar verme gayesi var gibi gözükse dahi kalplerdeki niyetler hakkında hüküm vermek tehlikeli olabilir. Zira bizden sadece bir tane kalbin hesabı sorulacak. O da kendi kalbimizin hesabı…
KALPLERİN SAHİBİ ALLAH’TIR
Mekke’nin fethi için hazırlıklar yapılıyor. Ancak Peygamberimiz (asm) Mekkelilere haber gitmemesini, Mekke’nin fethinin savaşsız olmasını, istiyor. Bu sebeple savaş hazırlıklarının Mekke’nin fethi için olduğunu çok dar dairede tutuyor ve önde gelen Sahabîlerden bazıları ile bu sırrı paylaşıyor. Bu hazırlıkların Mekke’nin fethi için olduğundan haberdar olan Hz. Hâtıb b. Ebû Beltea (ra), müşriklerin Mekke’deki akrabalarına zarar vermesinden korkuyor. Kureyş’e olayı haber verirse onların bundan memnun kalıp yakınlarını himaye edeceklerini düşünüyor. Müşriklere, Mekke fethinin hazırlığını haber veren bir mektubu yazıyor ve Ebu Leheb’in müşrik bir cariyesi olan Sâre adındaki bir kadınla göndermek istiyor. Mektupta, “Ey Kureyş cemaati! Resulullah size karşı mühim bir kuvvet ile geliyor. Korkunç bir ordu ile sel gibi gelecekler. Allah’a yemin olsun ki Resulullah tek başına gelse de Allah yine de O’nu galip kılar. Siz başınızın çaresine bakınız.” diyor. Bu mektup Peygamber Efendimize (asm) vahiyle bildiriliyor. Kadın yakalanıyor, mektup alınıp kadın serbest bırakılıyor ve Ashab çok şaşırıyor. Hz. Hâtıb: “Tek amacım buydu. Yoksa ne küfre sapmış ne de dinden dönmüşüm. Vallahi ben........
© Yeni Asya
visit website