“Kayyım”la demokrasiye kıyım…
Bütün makyajlamalara ve yanıltmalara rağmen TÜİK’in yüzde 49’larda gösterdiği, aynı sepeti kullanan ENAG’ın yüzde 90’larda gösterdiği enflasyonun artışıyla, ekonomistlerin “ülke batıyor, bu faizle ülkenin ayakta kalma şansı yok” diye uyardıkları yüzde 55-56’lara çıkan geçen yıla göre faizle ödenen paranın anaparanın iki katına 1 trilyon 563 milyara vardığı ekonomik çöküşte tümüyle kaybettiğini, artık sandıktan çıkamayacağını gören Saray iktidarının “çözüm”ün değil siyasî hesapların peşinde olduğu ifşa oluyor.
Bir yandan İmralı’da kırk bin insanın katledilmesinden sorumlu olarak müebbet hapse mahkûm olan terörist başının “Meclis’te konuşturulması” üzerinden “terör örgütü” muhatap alınırken, diğer yandan “çözüm süreci”nde terörist başının mektubunu ve mesajını Kandil’deki terör kampına ve Avrupa’daki terör örgütü elebaşlarına taşıtan iktidardakilerin “DEM grubunda 57 Öcalan gölgesi var” diye sivil siyasetin ve Meclis’in dışlanması çifte standartlı yaman çelişkisi çarpıklığını deşifre ediyor.
“İÇİ BOŞ AÇILIM”IN AMACI SIRITIYOR
Aslında Bahçeli’nin en son bir taraftan “terörist başı terörün bittiğini, PKK’nın lağvedildiğini edecekse DEM grubuna gelsin bunları teker teker söylesin” sözünü tekrarladıktan sonra “Devlette devamlılık, siyasette istikrar için Sayın Erdoğan güvencedir, milletin sevdalısıdır, tecrübesiyle, birikimiyle bize göre tek seçenektir, bu kapsamda anayasal düzenlemeyi yapmak gereklidir” sözü “Öcalan çıkışı” atraksiyonunun maksadını ele veriyor.
Ve “Eğer........
© Yeni Asya
visit website