Muktedirlerin samimiyet imtihanı
Yıllarca süren mücadele ve çatışmaların ardından, isyancılar nihayet monarşiyi devirdi. Bu zafer, hürriyet ve demokrasi umutlarının yeşerdiği bir dönemin başlangıcıydı. İsyancı liderler, halkın sesini ve taleplerini temsil etmek için yola çıkmışlardı. Artık ülke, halkının bizzat kendisini yöneteceği bir geleceğe doğru ilerliyordu.
İsyancı milis grupların liderleri başkente gidecek ve ulusa, artık hür olduklarını ve ülkeyi halkların yöneteceğini söyleyeceklerdi. Askeri konvoy parlamento binasına doğru ilerliyordu. Yol üzerinde devrik kralın sarayına giden yol ayrımına gelindi.
Konvoy durdu.
Konvoydakilere saray artık daha farklı gözüküyordu. Kralın sahip olduğu her şey halkın olmuştu.
O halde saray neden atıl ve boş kalsındı ki?
Konvoy planlarını değiştirdi ve saraya doğru yola çıktı. Direnişin liderleri saraya girdi ve kralın “eski” koltuğundan “özgürleşmiş” halklara seslendi. Saray hem fiziksel hem de mecazi anlamda o kadar büyüktü ki liderler bir daha oradan ayrılamadılar. Kral ve unvanı gerçekten kaldırılmıştı ama şimdi daha demokratik(!) bir otoriterliğin zamanı gelmişti.
Sarayın taht salonunda, demokrasi ve hürriyet vaatlerinin unutulduğu, halkın taleplerinin görmezden gelindiği, halkın ve toplumun hayatının tepeden dizayn........
© Yeni Asya
visit website