Çanakkale’den Gazze’ye
12 Mart İstiklal Marşı’nın Millet Meclisi tarafından kabul edilişinin, 18 Mart ise Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümü idi… İstiklâl Marşı, Mehmet Âkif’in ifadesiyle, “Hakk’a tapan” milletimizin Hak ve hakikatten ayrılmadığı sürece hakkı olan istiklalini, “Şahadetleri Dinin temeli” olan ezanın “Haydi Namaza! Haydi Kurtuluşa!” çağrısına uyduğu sürece de istikbalini ilahi güvence altında görebileceği hakikatini haykırır asrın idrakine. Çanakkale Zaferi ise, yine Âkif’in “O rükû olmasa dünyada eğilmez”dediğibaşlarını “Bedrin aslanları” gibi Allah yolunda feda eden iki yüz elli bin şehidin diri ve diriltici kanları ile kurtarıp ebediyete taşıdıkları “tevhid”in hakikatini ilan eder çağlara…
Çanakkale Zaferi bana, 18 Mart 1915’in ardından başlayan kara savaşlarında Kanlısırt mevkiinde şehid düşen merhum ve mağfur Koca Mehmet dedemi hatırlatır: Adana’nın Kozan ilçesine bağlı Ayşehoca köyünde ikamet eden ve daha önce askerlik görevini yapmış bulunan dedem Koca Mehmet elinde kazma kürek tarlada çalışmakta iken, Çanakkale Cephesi için asker toplamak üzere köye gelen jandarmalarla birlikte apar-topar çıkınını hazırlar ve Sultan ebem ile üç çocuğunu geride bırakarak Çanakkale’nin yolunu tutar... Yaklaşık bir buçuk ay sonra dedemin şehadet haberi ve künyesi ulaşır Ayşehoca köyüne. Koca Mehmet dedem, Arıburnu-Kanlısırt mevkiinde şehadet şerbetini içerek Rabbine yürümüştür...
Kanlısırt, Çanakkale savaşlarında her iki tarafın da ağır kayıplar verdiği ve şehid........
© Yeni Akit
visit website