menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DEVLET BAHÇELİ’YE SALDIRMANIN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ-1

12 11
23.10.2024

Bireysel olarak gerek açılım gereç çözüm sürecinde itirazlarımı, muhalefetimi haberler, yazılar ve hatta İmralı Tutanakları isminde kitap yazarak göstermiştim. Sert eleştiriler yapmıştım. Eleştirilerimin nedenlerinden biri şuydu: Eğer silahlı olarak örgüt yenemezseniz, bu tür süreçlerde devlet/millet değil terör örgütü güçlenir. Öyle de oldu.

BEBEK KATİLİYLE 1999’DA DA GÖRÜŞÜLDÜ-BELGESİ GÖRÜNTÜLER

Daha da geriye gidersek bir kez o şans ele geçmişti. Öcalan yakalandığında teröristbaşı ile görüşmeler yapıldı. Bunun belgesini daha sonra Vatan Partisi yayınladı. Görüntüleri de mevcut. O görüşmelerdeki bilgiler, örgüte mesaj olarak gönderildi, silah bırakma, Türkiye içinden militanları çekme vb. adımlar atıldı. Zaten 1993-94 yıllarından itibaren yürütülen mücadele örgütü silahlı olarak da yıpratmıştı. Üstüne elebaşı yakalanmış, örgüt militanlarının psikolojileri dibe vurmuştu. Teröristbaşı yargılandığı mahkemede “Türkiye’nin gücü 1997’de benim belimi kırdı” demişti.

2002 yılına kadar gelişen süreç böyleydi. O tarihlerde terör örgütüne ABD desteği yoğunlaştı. Türkiye’nin de ABD’nin ekonomik, siyasi operasyonlarına direnç gücü zayıftı. Örgütü bitirmek isteyen Türkiye’ye karşı PKK’yı Ortadoğu saldırganlığında Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de kullanmak isteyen ABD’nin bilek güreşini Washington kazandı.

2002 SONRASI VE İLK AÇILIM

PKK, 1980’lerle beraber ABD’nin Şam Büyükelçisi William Eagleton’la temas, 1990’larda Çekiç Güç desteğiyle beraber zaten emperyalizmin, dolayısıyla da siyonizmin (İsrail’in) kucağına oturmuştu. 2002 süreci önemlidir. Örgüt elebaşlarından Mustafa Karasu 21 Ocak 2002’de ABD Dışişleri Bakanlığı’na bir mektup........

© SuperHaber


Get it on Google Play