menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Tarım Kredi...

390 25
31.08.2024

Lise öğrencisiydim.

Hafta sonu evci çıkmıştım. Devletin biz, yatılı öğrencilere her ay verdiği aylığı Ali Rıza Dedem’e vermiştim. Hiç param kalmamıştı.

Evimizin önünden geçen ve “şoş” dediğimiz şose yolun kenarında sırtımı taşla örülmüş yüksek çepere yaslamış duruyordum.

Önümden komşumuzun Almancı torunu geçti. Saçları parlıyordu. Kıyafetleri rengarenkti ve hiç yırtık yoktu. Elinde siyah bir araba vardı. “Kara Şimşek” dizisinin müziğini mırıldanıp, arabasını yola bastırarak geri geri çekip bırakıyordu. Araba biraz ilerliyor, çukurlara takılıp kalıyordu. “Nayn nayn...” diye ağlamaklı olunca da babası, “Oğlum, o araba Almanya’nın yollarına göre yapılmış, burada gitmemesi ondan” dedi ve eve çağırdı.

Bir süre bizim çakıl taşlarıyla düzleştirilmiş şoşa bakıp Almanya’daki yolların nasıl olduğunu hayal etmeye çalıştım.

★★★

Dalmıştım ki sınıf arkadaşımın sesini duydum:

“Ola Çito gene ne hayallere dalıfsan?”

(Çok zayıf olduğum için dedem adımı çitlenbik koymuş, yakın arkadaşlarım da kısa olsun diye çito diye seslenmeyi tercih ediyordu.)

“Nereye gidiyorsun” dedim.

“Kazaya” dedi.

(Bizim ilçenin değişik bir planı vardı. Eti yenilmiş bir balık kılçığı düşünün. Kılçık kısmının omurgası yaklaşık üç kilometrelik bir yoldu. Kılçıklar ise yolun kenarında karşılıklı evler ile arkasındaki “napızar” dediğimiz bostanlar...

Kılçığın kuyruk kısmında geçmişte Malakan Vaso Dayı’nın işlettiği iki adet su değirmeni vardı. Biri aşağı diğeri yukarı........

© Sözcü


Get it on Google Play