BAŞKOMUTAN / Zafere Giden Yol 4. Bölüm
Taarruz Planı
Planın Esas Başarı Kaynağı
Planın başarısı yukarıda sıralamaya çalıştığımız etmenlerin ötesinde bir faktöre dayanıyordu.
İki tarafın kuvvetlerini mukayese ettiğimizde görülecektir. İki eşit sayıda kuvvetten nasıl olup da birinin diğerine üstünlük sağladığını açıklayan yegâne öğe, kuvvetleri bir bölgede toplayan manevrada gizlidir. Bir bölgede toplanan kuvvetlerin ve ateş gücünün üstünlüğü ile savunan üzerinde hem ağır bir baskı oluşturulacak hem de baskın sağlanacak; böylece cephe hızla yarılacak ve süvariler süratle düşman derinliklerine akacak ve düşmanın kuşatılması sağlanacaktı. Baskın, sıklet merkezi ve sürat...
Başkomutan’ın bu manevra planı Eylül 1918’de Filistin’de maruz kaldığı İtilaf taarruzundaki manevra planıyla benzerlik taşıyordu. General Allenby, 8. Osmanlı Ordusu bölgesinde kuvvetlerinin yoğunlaşmasını sağlamış, cepheyi yarmış ve süvarilerini de yarma bölgesinden derinliklere akıtmıştı. Benzer durum Afyon’da da yaşanacaktır.
Elbette arada büyük bir fark olduğunu da belirtelim: İki komutanın elindeki kuvvet farkı büyüktü. Filistin’de iki tarafın kuvvetleri arasında İtilaf lehine cephede 1’e 3 kuvvet üstünlüğü söz konusuydu. 8. Ordu bölgesinde bu üstünlük 1’e 7, 22. Kolordu bölgesinde 1’e 14’e çıkmıştı. Oysa Afyon’da kuvvetler eşitti. Aradaki farkı, komutanlık vasıflarında ve yurt savunması yapmanın doğurduğu moralde aramak uygun olur.
Batı Cephesi Komutanlığı’nın planı özet olarak: 1. Ordu bölgesinde üç kolordu ve bir süvari kolordusuyla asıl taarruzla düşman cephesini yarmak ve gerisini kuşatmak; 2. Ordu’yla tali taarruz icra etmekti. Kuzeyde Kocaeli Grubu ve güneyde Menderes Müfrezesi de tespit taarruzları yapacaktı.
Kuvvetlerin Mukayesesi
Türk ordusunda; 8.658’i subay, 199.283’ü er olmak üzere 207.931 asker, 100.352 tüfek, 2.100 hafif makinalı tüfek, 882 ağır makinalı tüfek, 340 top, 5.282 kılıç, 198 kamyon, 86 otomobil, 10 uçak vardı. (1) 3.141 at arabası, 1.970 öküz arabası, 2.318 kağnı mevcuttu. Koşum hayvanlarının sayısı 67.974 idi.
Toplamda her biri 7.000-7.500 mevcutlu 18 piyade tümeni, bağımsız tugay ve alaylarla 19 piyade tümeni kadardı. Her biri 2.700-3.300 kişilik toplam beş süvari tümeni vardı. Bağımsız unsurlarla 5.5 tümen kadardı.(2)
Yunan ordusunda; 6.418’i subay, 218.205’i er olmak üzere 224.623 asker, 90.000 tüfek, 3.139 hafif makinalı tüfek, 1.280 ağır makinalı tüfek, 450 top, 1.280 kılıç, 4.036 kamyon, 1.776 otomobil, 50 uçak vardı.(3)
Yunan ordusu asker sayısında 1’e 1.08 üstündü. Türk ordusu tüfekte 1’e 1.1; hafif makinalı tüfekte Yunan ordusu 1’e 1.5; ağır makinalı tüfekte Yunan ordusu 1’e 1.45; topta Yunan ordusu 1‘e 1.3; kılıçta Türk ordusu 1’e 4.1; uçakta Yunan ordusu 1’e 5 üstündü.
Süvari kuvveti olarak Türk ordusu 1’e 5 üstündü.
Yunan ordusu tahkimli mevzilerde uzun süredir bulunmanın avantajına sahipti. Mevzilerinin önünde yoğun tel örgüsü vardı.
Moral üstünlüğü Türk tarafındaydı. İşgalciye karşı taarruz etmenin ve düşmanı yurttan atmanın azim ve coşkusu hâkimdi. Beklenen gün gelmişti.
Öte yandan 26 Ağustos sabahı Türk Başkomutanı Kocatepe’de, Türk taarruz mevzilerine birkaç km mesafedeyken Yunan Başkomutanı Yunan savunma mevzilerine 500 km. uzaklıktaydı.
Zaman-mekân kavramlarının yerine oturması açısından Orgeneral İzzettin Çalışlar’ın anılarında yer alan bir hususa değinelim. Düşman uçakları keşif maksatlı uçuşlarını sabah 06.00-09.00 arasında yapmaktaydı.(4)
Bunun gerekçesi açıktı. Pilotlar muhtemelen görev dönüşü rapor yazmakta, bu raporun ilgili komuta yerine ulaşması zaman almaktaydı. Belki komutana çıkarıldığında akşama doğru bir zaman dilimini bulmaktaydı. Sıcak hava koşulları da etki eden bir faktör olabilir.
O günün meselesi, bu durumu dikkate almak ve kendi planlamasına dahil etmekti.
Doğaldır ki, bugünün zaman-mekân kavramlarıyla düşünmek yanlış çıkarımlara yol açabilir. Zira günümüzde çok farklı teknolojiler ve buna bağlı karar süreçleri yaşanmaktadır. Anlık veri akışının anlık kararlar doğurduğunu bilmek gerekir. Harp tarihini öğrenirken geçmişle güncel koşullar arasında bağ kurmak şarttır. Yoksa hikâye öğrenmekten farkı kalmaz. Esas olan ilgili her faktörü muhakemeye dahil edebilme becerisine sahip olmaktır. Kurmaylık da budur...
(İzmit, 18 Haziran 1922)
Riskin Matematiği
Genel olarak denk kuvvetlerin muharebesi olarak görülse de, özel olarak bakıldığında bir yerlerde kuvvet üstünlüğü sağlayabilmek için bir yerlerde zayıf kuvvetlerle bulunmak mecburiyeti vardı. Yunan ordusu, Konya istikametinde taarruza geçse, elverişli bir durumla karşı karşıya kalabilirdi. Bu riski almak gerekiyordu. Aksi türlü başarı elde edilemezdi. O risk alındı. Şimdi o riskin matematiğine bakalım...
Taarruz planı ve krokisinde ayrıntılı olarak görüleceği gibi, 1. Ordu taarruz bölgesi Akarçay-Çiğiltepe arası 40 km. idi. Bu bölgede Yunan ordusunun iki tümeni ve üç alay kadar kuvveti bulunmaktaydı. Yaklaşık 35 bin askeri vardı. Bu kuvvete karşı Türk ordusu 11 piyade, üç süvari tümeniyle taarruz etti. Yaklaşık 120 bin asker. Bu bölgede düşmana 3.5 kat kadar üstünlük sağlandı.
Yarma bölgesi ise 13 km. genişliğindeydi: Kalecik Sivrisi-Tınaztepe arasındaki bölge. Bu bölgede Yunan ordusunun bir tümen ve bir alayı mevcuttu. Yaklaşık 15 bin askeri vardı. Karşısına denk gelen Türk kuvveti yedeklerle birlikte yedi tümendi. Yaklaşık 90 bin askerdi. Türk kuvvetleri Yunan kuvvetlerine karşı 6 kat üstündü.(5)
Yunan Genelkurmayı’nca hazırlanan dokümanlarda, asıl muharebelerin verildiği alanlarda 33 Yunan piyade taburuna karşı 90 Türk piyade taburunun kullanıldığı yazılmaktadır. Bu da, yukarıda yapılan mukayeseyle uyumludur.(6)
Ayrıca Spiridonos, Süvari Kolordusu’nu Türk tarafının en önemli silahı olarak değerlendirmiş; genel piyade taburu mukayesesini de 120 Yunan taburuna karşı 150 Türk taburu olarak vermiştir.(7)
Yazar, süvari kolordusu konusunda son derece haklıdır ancak piyade taburlarının mevcutları ve sahip oldukları silahlar dikkate alınmadan sadece sayıları üzerinden yapılan değerlendirme hatalı sonuçlar doğurur.
Cephedeki bütün ağır topçunun dört grup halinde asıl taarruz bölgesinde tertiplendiği dikkate alındığında, ateş gücü üstünlüğü 1’e 6’nın da üzerine........
© Sözcü
visit website