menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir üst aklımız vardı, bir de faiz lobimiz!

30 0
08.10.2024

Vakti zamanında bir “üst akıl” vardı. Yerde gökte, sağda solda memleketin her karışında üst akıl analizlerinden geçilmiyordu. Bir maymuncuk gibiydi mübarek, her kapıyı açıyor, her sorunun altında o yatıyordu. Türkiye milli ve yerli bir akılla, bu üst aklın çevirdiği bütün dolapları görmüş, ona posta koymuş ve oyununu bozmuştu. İçte ve dışta memleketin başına çoraplar örülmesinin nedeni de buydu; üst akıl tekerine çomak sokan Türkiye’yi cezalandırmanın peşindeydi.

Sağ olsun iktidarın kalem ve söz sanatkârları, gazete köşelerinde ve televizyon programlarında bizleri sürekli bu üst akla karşı uyarıyorlardı. Işık girmeyen odalarda toplanan ve mesaisinin büyük bir kısmını Türkiye’yi kötülüklere sürükleyecek kararlar almakla geçiren bu meşum aklın hinliklerine karşı hep tetikte olmamızı sağlıyorlardı. Su uyur, üst akıl uyumazdı.

Gerçi bazen üst aklın kimliği konusunda hatlar karışmıyor değildi. Üst akıl, bazen beş Yahudi aile oluyordu, bazen de Amerikan derin devleti. Ayrıca İngiliz emperyal aklını da unutmamak lazımdı. Her ne kadar iktidar cenahının fikri önderleri derin tahlilleriyle bu karmaşayı da açıklığa kavuşturmak için ciddi bir çaba sarf ediyor olsalar da, aslında buna çok fazla da takılmamak gerekirdi.

Zihinlere mıh gibi çakılması gereken tek bir gerçek vardı: Aktörleri bazen farklılaşabilirdi ama nihayetinde Türkiye’nin gün yüzü görmemesi için gecesini gündüzüne katan bir üst akıl vardı. İktidar da bu devasa üst akıl emellerine ulaşmasın diye cansiperane bir mücadele veriyordu. Herkese düşen görev belliydi: İktidarın yanında saf tutmak ya da en azından iktidarın yapıp ettiklerine ses çıkarmamak. Bu varlık-yokluk savaşında, iktidarı eleştirmek, memleketi zaafa düşürürdü ve üst akla asker yazılmaktan başka bir anlam taşımazdı.

“Türkiye Yüzyılı”

Türkiye kıymetli bir zamanını bu “üst akıl yukarı, üst akıl aşağı” muhabbetleriyle geçirdi. Sonra, zihni melekelerinde bir teşevvüş mü meydana geldi yoksa hareket kabiliyetini mi yitirdi bilinmez, üst akıl usulca meydandan çekiliverdi. Güzel ve yalnız yurdumuzun başına gelen musibetlerde üst aklın adı anılmaz oldu. Daha dün her suale cevap teşkil eden bu kavramın yüzüne bakılmıyor, karanlıkları aydınlatmak için artık üst akla müracaat edilmiyordu.

Zira yeni bir gözdemiz vardı: “Faiz lobisi”. Kimdi, nerede otururdu, ne yapardı, bunları çok fazla karıştırmanın bir manası yoktu; bilinmesi icap eden bir faiz lobisinin olduğu ve bunun da Türkiye’ye düşmanlık ettiğiydi. Gerisi mühim değildi. Şaha kalkmış ülkemizi çekemiyordu bu faiz lobisi. 21’inci yüzyılın bir “Türkiye........

© Serbestiyet


Get it on Google Play