Demokles’in kılıcı: Milli hukuk, milli yargı
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Milli Yargı” konulu bir yazı kaleme almış.
“Milli Hukuk olur mu? Olur.
Milli Devletin kuvvetleri olur mu? Olur.
Milli Devletin Yasama Kuvveti olur mu? Olur.
Milli Devletin Yürütme Kuvveti olur mu? Olur.
Peki, Milli Devletin Yargısı olmaz mı? O da olur.”
Buna düz yazı demek haksızlık olur.
Çünkü her bir cümlesi bir mısra kıvamında.
Ancak ses uyumu bitip anlam ortaya çıkınca şiirsellik de büyü de kayboluveriyor.
Zira “Milli Hukuk” ve “Milli Yargı” kelimeleri kulak tırmalıyor.
Her iki kavram da “Milli kuvvet”, “Milli Devlet” ve “Milli Yasama” gibi milli bir potada eritilmeye çabalansa da kesme şeker kıvamında olan bu kelimeler ağızda köşeli duruyor.
Akabinde bir takım karşı çıkışlar tahmin ediliyor olunmalı ki hesap sorma faslı başlıyor.
“O zaman Milli Yargıya niye tuhaf bakıyorsunuz, niye karşı çıkıyorsunuz; sorununuz ne?
Milli Yargımız kimin adına karar verir? Türk Milleti adına.
O zaman Milli Yargı sizi niye rahatsız ediyor, derdiniz ne?”
Derdimiz, “milli” halimiz…
Madem soruldu o halde cevaplayalım.
Bir hukukçu olarak derdimiz şu:
Bazı şeylerin “milli” si olabilir; ancak evrensel olan hiçbir şeyin “milli”si olmaz.
“Milli din” olur mu? Olmaz.
“Milli felsefe” olur mu?” Olmaz.
“Milli sosyoloji” Olur mu? Olmaz.
O halde “Milli hukuk” ve “Milli yargı” da olamaz.
“Olur,” derseniz........© Serbestiyet
visit website