16 HAZİRAN SENİ HİÇ SEVMİYORUM (2019)
Tam 5 yıl önceydi.16 Haziran 2019 takvimlerde yerini almış , henüz gün ağarmamıştı. Hastalığı nedeniyle babamla evinde o gece aynı odayı paylaşıyorduk. Bütün gün rahatsızlığı nedeniyle sızlanan babam sabahı bile göremeden babalar gününün ilk saatlerinde son kez bana bakarak gözlerini kapatmıştı. Ambülansla evimize birkaç dakikalık mesafede olan Samsun Gazi Devlet Hastanesi Acil Servisinde kırmızı alanda doktor müdahalesine rağmen bir daha geri dönmedi. Doğduğu değil ,doyduğu yerde ,yaşadığı mahallede babamı ,babalar gününde sessizce kaybettik.
Babam 27 (1992 – 2019) yıl şehit evlat acısı ile hayata küskün bir şekilde yaşadı. Şehit evlat acısı yetmiyormuş gibi bir de kronik böbrek yetmezliği nedeniyle haftada 3 gün 16 yıl boyunca hemodiyalize bağlanarak yaşamını devam ettirdi. Her şeye rağmen babam sırtımı dayadığım – sırtımızı dayadığımız güçlü bir dağdı. Maalesef o güçlü dağımız bir babalar gününde yıkıldı. Babasız kalmanın ne demek olduğunu babasız kaldığımızda çok daha iyi öğrendik. Babasız kalmak neymiş, o güçlü tokatı yediğimizde anladık. Hem de babama doya doya yaşamamıza rağmen. Siz hiç babanızı kaybettiniz mi? Eğer babanızı kaybetmediyseniz bazı şeyler yaşanmadan anlaşılması çok zor .Kıyameti yaşamayana kıyameti ne kadar nasıl anlatırsanız anlatın, anladığını söylese de eksik çok şey kalıyor. Bu durumda tabii ki çok normal. Babası hayatta olanlara tavsiyemdir; babanızı doya doya yaşayın. Tek başına babasız kalmanın ne kadar ağır bir yük olduğunu yaşayarak öğrenmek babalarımızın değerini........
© Samsun Haber Gazetesi
visit website