Cumartesi günü Beyrut’a yanaşan Anadolu gemisinin arkasındaki 8 aylık gizli savaş
Üç beş fanatik İslamcıyı tatmin edeceğiz diye açmayın Türkiye’nin başına ikinci bir Mavi Marmara meselesi
3 gün önce, 2 Kasım Cumartesi günü, Beyrut Limanı'na bir yük gemisi yanaştı.
5 bin 500 ton kapasiteli bir gemiydi bu.
Biz iç politikada “yeni açılımın” artık absürdite sınırını geçen dalgalanmaları ile uğraşırken, Türkiye’nin dış politika ve istihbarattan sorumlu kişi ve bölümleri, geçen şubat ayından beri perde arkasında, sonu felaketle bitecek bir gelişmeyi önlemenin mücadelesini veriyordu.
Bu bir anlamda Gazze savaşının Türkiye’ye yansıyan artçı dalgaları arasında akılla duygunun, mantıkla ideolojinin, aklıselimle fanatikliğin; sonu savaşla bitebilecek bir harekatı önleme mücadelesiydi.
Allah'a şükür ki bu savaşı mantık, akıl ve ülkenin menfaatleri cephesi kazandı.
Ama şimdilik kazandı.
Fanatizm hala pusuda bekliyor.
Bugün size işte bu doksan yedi günlük gizli savaşı anlatacağım.
Hem de devletin an sağlam kaynaklarından aldığım bilgilerle anlatacağım.
Hem de olayın başladığı ilk günden itibaren anlatacağım.
Başlayan gizli savaşı 20 Şubat 2024 günü cep telefonuma gelen bir mesajla öğrendim.
Kırk sekiz saat sonra aynı mesaj telefonuma ikinci defa geldi.
Belli ki binlerce insana yollanan bir SMS’ti bu.
Üzerinde İHH imzası vardı.
Yani İnsani Yardım Vakfı…
Mesaj aynen şöyleydi:
“Abluka kalksın, özgürlük filosu Gazze için yeniden yola çıkıyor…”
Buraya kadar çok normal.
Bir insani yardım hareketi bile diyebilirsiniz.
Ama hemen arkasından gelen ikinci mesajda öyle bir kelime vardı ki…
Beni daha o gün çok düşündürmüş ve endişelendirmişti.
Çünkü şöyle devam ediyordu:
“GEMİ yazıp 3072’ye SMS göndererek 30 TL katkı yapabilirsiniz…”
Bu “GEMİ” kelimesi bana tabii ki Mavi Marmara olayını hatırlatmıştı.
Oysa 3 gün önce gönderdikleri ilk mesajda “gemi” kelimesi yoktu.
Belli ki ikinciye özenle eklenmişti.
Gemi kelimesini görünce içimden eyvah dedim
“Eyvah” dedim…
İkinci bir Mavi Marmara felaketi geliyor.
Birincisi resmen büyük bir sorumsuzlukla ve ne olacağa bilinerek yollanmış, İsrail ordusu acımasız biçimde müdahale etmişti.
Sonuç tam bir felaketti.
10 vatandaşımızı kaybettik.
56 yaralı vardı.
Ve ne yazık ki hiçbir şey yapamadık.
Şimdi Türkiye’nin başında yine aynı tehlike vardı.
O günleri hatırlıyorum. Ben de uyarı yazısı yazmış ve yollamayın demiştim.
Dışişleri Bakanlığı karşıydı.
AKP’nin aklı başında insanları son dakikaya kadar önlemeye çalıştılar.
Ama İHH büyük bir sorumsuzlukla o gemiyi gönderdi ve sonucu önceden belli o felaket yaşandı.
Farkında mısınız, orada aklını yitirmiş bir Netanyahu var
Arkadaşlar farkında mısınız…
Şu an orada çıldırmış bir Netanyahu var.
Hastaneleri, okulları, camileri bombalayan bir adamla karşı karşıyayız.
Dünyayı dinlemiyor.
Ve ne yazık ki arkasında 7 Ekim’deki Hamas saldırısı gibi bir de bahanesi var.
O gemiyi Gazze kıyılarının 40-50 metre yakınına sokmazlar.
Israr ederlerse de birincisinden büyük bir felaket olabilir.
Bu çıldırmış adam o gemiyi batırabilir
Sakın ha…
Sakın…
Bu çıldırmış, aklını kaybetmiş adam bu defa gelir, resmen bombalar o gemiyi…
Üç beş fanatik İslamcıyı tatmin edeceğiz diye Türkiye’yi ateşe atmayın
Sadece o gemiye koyacağınız insanların hayatını değil, bütün bölgeyi ateşe........
© Samimi Haber
visit website