menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Müzikte çığır açan besteci: John Cage

4 0
08.03.2024

“Müzik1 dediğimiz şeyi duyduğumda, bana sanki birisi kendi duygularından ya da ilişkilere dair fikirlerinden bahsediyormuş gibi geliyor. Trafiğin sesini duyduğumda ise kimsenin konuştuğu hissine kapılmıyorum. Trafik sesini duyduğumda, sesin hareket ettiği hissine kapılıyorum ve sesin bu hareketini seviyorum. Bunun hareketin anlamı sesin, giderek daha sessizleşmesi, yükseldikçe alçalması ve uzadıkça kısalmasıdır. Müzikte olduğu gibi sesin benimle konuşmaya ihtiyaç duymadığım her şeyi yapıyor ki duyduğum bu şey beni tamamen tatmin ediyor. Zaman ve mekân arasında pek bir fark görmüyoruz. Birinin nerede başlayıp diğerinin nerede bittiğini bilmiyoruz. Yani çoğu sanat eserinin zamanda olduğunu düşünüyoruz, çoğu sanat eserinin de mekânda olduğunu düşünüyoruz. Mesela, kübizm, dada ve kavramsallık sanat akımlarının temsilcisi ünlü ressam ve heykeltıraş Marcel Duchamp zamanı düşünmeye başladığında, müziği bir zaman sanatı değil, bir uzay sanatı olarak düşünmeye başladı. Ve bunu ‘Heykel Müzikali’ olarak adlandırdığı bir heykelle ortaya koydu. Bu heykelin adı ‘Sonarus’ oldu. Farklı yerlerden gelip kalıcı olan farklı sesler anlamına gelen ‘Sonarus’ insanların, sesleri dinlemekten daha fazlasını beklediği ve bu nedenle bazen içsel dünyayı dinlemekten ve daha sonra içsel dünyayı dinlemenin anlamından söz eder. Ses ve müzik hakkında konuştuğum zaman, insanların aklına içsel olmayan ve hiçbir şey ifade etmeyen, sadece dışsal olan sesten bahsettiğim geliyor ve böyle algılayan dinleyiciler peki bunlar sadece anlamı olmayan sesler mi o........

© Şalom


Get it on Google Play