menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Halk ve Mekan – Ali Rıza Gelirli 

32 7
28.05.2024

Devletlerin halk gibi bir oyuncağı var.

Hep kendini doğuran, eksilten, yıkan…

“Uzman”ların destanlaştırdığı,
aklın imar planının ürünü olarak…

Kendimize iyi geldiğini düşündüğümüz bu suda daha ne kadar kalacağız. Gittikçe kirlenen, kirlendikçe kendini temizleme yeteneğini yitiren halk…

Halk denilen olgu, bir 19. yüzyıl modası; insanlık tarihine baktığımızda hayli kartlaşmış ergendir. Genellikle milli kimlik etrafında bir toplam olabilmiş insan kümesidir.

Derdimi daha iyi anlatabilmek için halkı bir bina ya da yapı olarak düşünelim: devlet onu bazı ihtiyaçlarla donatmıştır. Bu ihtiyaçlara bir yürütme gücü gereklidir. Ama, fakat, lakin; özelliği, daha sonra değişik renklere boyayabileceği duygulardan oluşmasıdır. Ama bunların olabilmesi için öncelikli olarak bir mekân teması zorunludur. Mekân halk için o kadar önemlidir ki, onun varlığını tanımlar ve tamamlar. Giderek de o mekânın adıyla anılır olur. Halkın mekânla kurduğu anlam ilişkisi, her türlü iyiliğin de kötülüğün de belirleyicisi olur. Bu ilişkiye “evet” de dememeli, “hayır” da… Belki “evet ama hayır” demeli. Çünkü “halk” denilen insan toplamının mekâna biçtiği değer, kendine biçtiği değerin önüne geçer. Böylece bir fetiş haline gelen mekân/mülk giderek tüm faşizmlerin kaynağı olur.

Estetik duyumdan tamamen yoksun olan halk, hâkim ekonomik ve sosyal sistem için bir tasarım nesnesidir artık. Halkın hangi göstergelere göre tasarlanacağını modern kapitalizmin ihtiyaçları belirleyecektir. Kapitalizmin halkla kurduğu bağ, onun mekânla kurduğu duygusal ilişkiyi henüz gevşetememiştir. Mekânın ruhu diyebileceğimiz algı öyle sinmiştir ki halkın içine, adeta onun ikinci “ten”i gibi olmuştur.

Halkın mekânla kurduğu işlevsel, mekanik, pratik ve uhrevi ilişki giderek insanların gözünde şiirsellik ve edebilik kazanmıştır. Mekân bir çeşit tanrı olmuştur onlar için. Bir tür patoloji olduğunu düşündüğüm halk ve onun mekânı kavrayışı, insanı, mühendisliğin (insan mühendisliği diye bir kavram var zira), mimarlığın (imajın) uygulama alanına dönüştürmüştür.

Spinoza........

© Nokta Haber Yorum


Get it on Google Play