Müezza’dan Boji’ye
Son günlerde necip iktidarımız gene bir gündem değiştirme hamlesiyle başıboş sokak hayvanları, özellikle de sokak köpekleri için bir yasa taslağı hazırlığı içinde olduğunu açıkladı. Neymiş efendim? Sokak köpekleri sürüler halinde gezip insanlara saldırıyor, toplumsal tehlike haline geliyorlarmış. Varoş semtlerde bu doğru olabilir. O varoşların belediyeleri bu sokak köpekleriyle ilgilenmeli, onların bakımlarını, kısırlaştırmalarını yaptırmalı, düzgün yaşayacakları barınaklar oluşturmalı. Belediyelerin görevlerinden birisi de bu zaten. Ne gezer? Özellikle AKP’nin eline geçmiş belediyelerde nasıl saray bozuntusu belediye binaları yaptırıldığını, sokak hayvanlarına harcanacak paraların nasıl şatafata döküldüğünü gözlerimizle gördük; şahit olduk. Şatafatı bırakın, paraların kimlerin ceplerine indirilip lüpletildiği ortalığa saçıldı. Burada bir sözüm de başta CHP’li olmak üzere muhalefet partilerinin yönettikleri belediyelere. Acaba onlar bunca yıldır sokak hayvanları için ne yaptılar? İçler acısı durumdaki barınaklar kurmak dışında sokak hayvanlarıyla yeterince ilgilendiler, belediye bütçelerinden onlar için sadre şifa diyebileceğimiz bir hizmet götürdüler mi? Bildiğim kadarıyla hayır.
Yasa taslağında hayvancıkların toplanıp barınaklara konacağı, otuz gün içinde sahiplendirilmeyenlerin “uyutulacağı” ön görülüyormuş. “Uyutmak”tan kasıt da bu köpecikleri itlaf etmek, yani ilaçla öldürmek. Türk Veteriner Hekimleri Birliği anında bir açıklama yaparak bu cinayetlere ortak olmayacağını ve hayvanların öldürülmesine şiddetle karşı çıktığını açıkladı. Her konudaki fikirlerini bağıra bağıra duyuran bizim Çizmeli de hayvancıkların gerçekten “siesta”ya yatırılacağını sanmış ki kaç saatliğe uyutulacaklarını merak ediyor. İyi ki, ninni söyleyecek misiniz, diye sormamış. Beyin yaşlanması böyle bir şey olsa gerek.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan da Çarşamba günkü TBMM grup toplantısında sokak hayvanlarının uyutulması fikrine şiddetle karşı çıkmış. Osmanlı’da sokak hayvanlarının nasıl korunup kollandığını hatırlatan Erdoğan, “Bu millet gureba-i hane-i laklakan (zavallı, garip leylekler evi) bile kurmuştur. Hiç kimse bizim merhametimizi sorgulamasın. Hiç kimse bize merhamet dersi vermeye kalkmasın,”demiş. Dilerim, bu sözler........
© Muhalif
visit website