Türkiye’nin gündemi üzerine oyunlar
Erdoğan yerel seçim bozgunundan sonra, hiç değilse iktidardan düştüğünde hesap vermek orunda kalmamak için can havliyle çeşitli adımlar atmaya çalışıyor olabilir.
Bu adımları atarken, halkın, onu iktidardan uzaklaştırması için oy verdiği başta CHP olmak üzere muhalefet partileri, kendilerinden beklenin ne olduğunu anlamamış veya anlamak istemiyor olabilirler. Bu nedenle de kolaylıkla Erdoğan’ın “yumuşama” vb. gibi Türkiye’nin içinde bulunduğu durumla hiç bir ilgisi olmayan kavramların peşine takılıp, Erdoğan’a zaman kazandırmış ve kazandırıyor olabilirler.
Halkın desteğini yitirmiş, azınlığa düşmüş olan AKP ve Erdoğan’ın, anlaşılması güç biçimde, halkın tepkisini daha da artıracak örneğin sokak köpeklerinin katli gibi akıl almaz, çağdışı girişimlerle gündemi değiştirmeye, başının üzerindeki tehlikeyi en azından bir süre için bir ölçüde uzaklaştırmaya çalışması, Erdoğan açısından son çare olabilir.
Ancak bütün bunlar ve daha nice girişim, Türkiye’nin gerçek gündeminin unutulması için yeterli değildir. Şimdi önce, birçok kişinin gündem değiştirme amaçlı olduğunu düşündüğü, sahipsiz köpeklerden başlayalım.
Sokak hayvanları sorunu nasıl oraya çıktı?
Sokak hayvanları konusunda, bundan neredeyse 30 yıl önce doğru politika belirlenmiş, uygar ülkelerin hemen hepsinde uygulanan yöntem esas alınarak, “kısırlaştır, aşıla ve alındıkları yere bırak”, “bakıma ve tedaviye gerek duyanlar için de düzgün hayvan barınakları yap.” ilkeleri üzerinde karar kılınarak bu hususlar yasaya bağlanmıştı. Bu görev de yurt sathına yayılmış, geniş bir, deneyimli veteriner kadrosuna sahip olan Tarım Bakanlığı’na verilmişti. Ancak hemen hemen aynı tarihlerde kurulan Çevre Bakanlığı, sokak hayvanlarının halkın ilgisini çeken, popüler bir konu olduğunu görerek, bu konuyu sahiplenmek için çaba göstermiş ve almıştı. Tek bir veterinere bile sahip olmayan bu bakanlık doğal olarak, konunun çözümüne hiçbir katkıda bulunamamış aksine yasanın uygulanmasına engel olmuştur. Çevre Bakanlığı, aracı kurumlar olarak belirlenen belediyelere de destek olmamıştır. Sonuçta sahipsiz hayvanlar gerçekten sahipsiz kalmış ve kısırlaştırılma programı uygulanmadığı için de sayıları hızla artmıştır.
Görevli bakanlık seçiminde yapılan yanlış, aradan onca yıl geçtikten sonra anlaşılınca konu Tarım ve Orman Bakanlığı’na iade edilmiş ancak bu kez de görev, Bakanlığın, orman bölümüne bağlı olan, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir ki bu seçim de amaca uygun değildir. Sokak hayvanları konusu, öncelikle kısırlaştırma sorunudur.
Sokak hayvanlarının sayılarının artmasının bir diğer nedeni de kedi-köpek üretim yerleri ve “petshop” diye bilinen, kedi-köpek satış yerleri ile buralarda üretilen ve satılan hayvanların, kısa bir süre sonra sokağa terk edilmeleridir. Bu sorunun çözümü ise üretim ve satış yerlerinin ciddi biçimde denetlenmesinden ve bu hayvanlara, kimliklerini, özellikle sahiplerine ait bilgileri içeren çip takılmasından geçmektedir.
Konunun DKMP’ne verilmesinden sonra çip biraz daha ciddiye........
© Muhalif
visit website