menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Suriye’de umut Mehmet Şimşek

5 46
03.07.2024

2023 yılı başlarından itibaren Türkiye, Suriye ile barışma konusunda bir yandan iç kamuoyuna olumlu mesajlar verirken, diğer taraftan da bu konuda Rusya’dan açıkça yardım ve aracılık talep edilen bir süreç içerisindeydi.

14 Mayıs 2023’te yapılacak seçimler öncesi Erdoğan’ın Suriyeli sığınmacıları geri göndermeye yönelik hamleleri olarak da yorumlanan bu gelişmelerin temel esprisi, Cumhurbaşkanı’nın seçimleri kazanmak için kullanılan kozlarından biri olmasıydı. Zaten, Erdoğan sorunlu olduğu tüm liderlerle barışan ve bu konuda cesur adımlar atan bir lider konumundaydı. O nedenle, Esad ile barış hamlesi de olumlu karşılandı.

Seçim öncesi Erdoğan’ın Esad’la tokalaşırken bir fotoğraf verilmesi için ciddi çabalar sarf edildi. Ancak, Esad bu sürecin Erdoğan’ın bir seçim hamlesi olup olmadığı konusundaki endişesini dışa vuracak açıklamalar yaparak, bu kareye girmemeyi başardı. Erdoğan, Putin ile kişisel dostluğunu da kullanarak baskıları sıklaştırırken, Esad da bu süreçte, üzerindeki Putin baskısını hafifletebilmek için İran kartını masaya sürdü. Astana sürecinin bir tarafı olan İran’ın şimdi Türkiye- Suriye barış sürecinin de tarafı olmasını istedi ve bunu başardı.

Türkiye’nin dış politikadaki sorunlarının anası sayılan Suriye konulu dörtlü barış müzakerelerinin 10 Mayıs 2023’te Moskova’da yapılmış olması, zamanlama açısından dünya diploması tarihinde eşine güç rastlanacak bir gelişmeydi. Zira, sadece dört gün sonra Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacaktı. Evet, nihayet kamuoyuna bir fotoğraf karesi verildi. Gerçi o, istenilen kare değildi ancak yine de hiç yoktan iyi bir fotoğraf karesiydi, fotoğrafın iş gördüğünü söyleyebiliriz.

Toplantı sonrası medya bilgilendirmesi başlığıyla kısa bir açıklama yapıldı. Açıklamada dikkat çeken ilk husus, daha önce Astana sürecindeki tüm toplantıların sonuç bildirisinde yer verilen ifadelerin aynen kullanılmış olmasıydı:

“Katılımcılar, 2254 sayılı BMGK Kararı ve “Astana Formatı” çerçevesinde yayınlanan resmi bildiriler uyarınca, Suriye’nin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve terörizmin tüm biçim ve tezahürleriyle mücadeleye olan bağlılıklarını teyit ettiler. Suriyelilerin ana vatanlarına gönüllü, güvenli ve onurlu dönüşlerinin sağlanması ve ihtilaf sonrası yeniden inşanın kolaylaştırılması bakımından, Suriye’ye yönelik uluslararası yardımın artırılmasının taşıdığı önemin altı çizildi.

Katılımcılar ayrıca, Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkilerin ilerletilmesine yönelik olarak Dışişleri Bakan Yardımcılarını dört ülkenin Savunma Bakanlıkları ve İstihbarat birimleri ile koordinasyon halinde bir yol haritası hazırlamaları hususunda talimatlandırmayı kararlaştırdılar.”

Açıklamadaki en önemli husus, barış sürecine ilişkin bir yol haritası hazırlanması konusunda mutabık kalınmasıydı. Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasıyla birlikte, Erdoğan’ın Suriye ile barış sürecini sürdürmekte ne kadar kararlı olduğunun da anlaşılacağı günler gelip çatmıştı.

Haziran ayında Astana’da düzenlenen toplantıya paralel olarak, Türkiye, İran, Rusya ve Suriye Dışişleri Bakanlıkları arasındaki Dörtlü Süreç‘in ikinci teknik toplantısı yapıldı.

Görüşmede taraflar, Suriyelilerin ülkelerine güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönüşlerini kolaylaştırmak için Suriye içinde gerekli koşulların yaratılmasının gerekliliğine dikkat çekerek, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı Kararı uyarınca Suriye ihtilafında siyasi çözüm sürecinin ilerletilmesi yönündeki kararlılıklarını teyit ettiler.

Daha sonra, yine Haziran ayı içerisinde Putin’in Suriye temsilcisi........

© Medya Günlüğü


Get it on Google Play