Dosta Doğru Gidiyoruz
Hepimizin dostları vardır. Dost, hava gibi, su gibidir… Derdinize derman, yaranıza merhemdir. Dost, ufuktur; en fırtınalı zamanlarda sığınılacak huzur ve sükûn limanı. Dost, desttir; yani el. Dost, el veren, elini sakınmadan taşın altına sokabilen, hiç yüksünmeden elinizi tutabilen. Evet, güvenle elimi uzatabildiğim, elinden tutabildiğimdir dostum. Bir gün ünlü bilge Zunnûn-i Mısrî’ye sormuşlar; “Kiminle sohbet edelim?” diye. Demiş ki, “O kimseyle ki, mülkü bulunmasın, hiçbir halini inkâr etmesin, ona karşı ne kadar fazla değişirsen değiş, sana karşı değişmesin. Zira dosta en çok muhtaç olduğun zaman, en fazla değiştiğin zamandır.” Dost, siz değişseniz de size karşı değişmeyen… Yukarıdan bakmayan. Sizi olduğunuz gibi kabul eden. Hatalarınızla günahlarınızla kabul edip, size sabrı tavsiye eden ve sizi doğru yola eriştiren. Yine bir başka günde, başka bir topluluk içinde aynı soruyu sormuşlar Zunnûn-ı Mısrî’ye. Bu sefer demiş ki: “Öyle kimseyle sohbet........
© Maarifin Sesi
visit website