PKK sorunu aşılabilir mi?
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Meclis açılışı sırasında yaptığı jest ve ardından iktidar kanadından gelen açıklamalar Türkiye’nin yeni bir evreye girdiği, Arap Baharı ile birlikte askıya alınan “barış sürecinin” canlandırılmaya çalışılacağı yönünde bir beklenti doğurdu. Neredeyse tüm siyasi partiler -şüpheleri olmakla birlikte- DEM ile MHP ve tabii ki AKP arasındaki yumuşamaya destek verdi.
İktidar kanadındaki bu ani değişimi neye borçlu olduğumuzu doğrusu bilmiyoruz. İçeriden bakanlar değişimi başkanlık sisteminin bekasına ve Kürt seçmenlerin oylarının hikmetine bağlıyor. Dışarıdan bakanlarsa 7 Ekim saldırısı sonrasında değişen bölge dengeleriyle, İsrail ve/veya Amerika’nın Suriye ve Irak’taki oluşumlar üstünden İran’la bir mücadeleye girişebileceğiyle ilişkilendiriyor.
Bana dışarıdan bakış daha makul geliyor ve çok bilinmeyenli, böylesine akışkan bir siyasi küresel ve bölgesel konjonktürde iktidar bloğunun Türkiye’nin zayıf olduğu noktalardan birini güçlendirmek amacıyla hareket ettiğini düşündürüyor. Rusya ve Amerika’nın Suriye’deki askeri varlığı, Türkiye’nin Suriye ile barışma isteği de bu düşüncemi pekiştiriyor.
Belli ki DEM Parti de “çözüm” yanlısı ve iktidarın daha katılımcı, daha az ayrımcı bir siyaset geliştirmesini önemsiyor. Geçtiğimiz günlerde gazeteciler için düzenledikleri toplantı sonrasında okuduklarımdan çıkarttığım sonuç hukukun üstünlüğünün sağlanmasının kendileri için genelde yeterli olacağı yönünde. Demirtaş’ın adil yargılanması, Öcalan’a uygulanan izolasyonun kalkması da talepleri arasında.
Bu talepler karşılanırsa, kayyum........
© Karar
visit website