Vergi nefreti
Türk halkı vergilerden nefret eder.
Kamuya vergi ödemeye değil, yağmalamaya alışmış bir halktan “vergi alacağına canını al” sözü bu topraklarda söylenmiştir.
Mesela halkımız, gayrimenkul alımında taraflarca ödenen %2’lik, toplamda %4 tapu harcının daha düşük miktarda ödemek için her türlü riski göze alır.
Belediyelerce belirlenmiş emsal değerin üzerinde bir alım-satım fiyatını, velev ki fiyat on misli olsun, asla beyan etmez. 20 TL’lik kurumlar vergisini ödememek için, ihtiyacı olmamasına rağmen 100 TL’lik amortismana tabi ürün satın alan binlerce işletme sahibinin yaşadığı bir ülkeyiz.
1984-1996 yılları arasında uygulanan ve benim defalarca ödediğim, 100 dolar konut fonunun tekrar gelmemesi için “koparılan kıyamet” her şeyi anlatıyor.
Şahsen, Türkiye cari açık sorununu çözünceye kadar, üniversitesi öğrencileri, hastalar vs. gibi, istisnalarıyla birlikte, konut fonunun tekrar getirilmesi taraftarıyım.
Öbür türlü, yurtdışından borç alıp, vatandaşları yurtdışı tatiline göndermek bana iyi bir tercih gibi gelmiyor.
Yok.
Hazırlanan vergi tasarısı da, yeni vergilere bel bağlamamış: “2024’te 38,5 milyar TL toplanır” diyor.
Aslında 2024 bütçesi istisnai ve yolundan sapmış bir bütçedir. Son yirmi yılın bütçe/GSYH ortalaması # civarındayken, 2024’te harcama bütçesi şişmanlamış ve bu oran &,9 öngörülmüş.
Bu zorunlu müsriflik, gelecek yıllar üzerindeki olumsuz ve kalıcı etkiler bırakacaktır.
Devam edelim.
Küresel ve tarihi tecrübeler, %3’e kadar bir bütçe açığının ekonominin sıhhatine iyi........
© Karar
visit website