Borçları döndürmek ve yapısal reform
Dün açıklanan verilere göre sanayi üretimi Temmuz ayında yıllık %3,9 azalmış. İmalat sanayi daha kötü durumda, azalış: %5,1. Yüksek teknoloji üretimininse durumu vahim, azalış: ,2.
Haziranda %9,2 olan işsizlik oranı Temmuzda %8,8’e düşmüş.
Birbiriyle çelişen ve teyit etmeyen, biri kaygılanılacak diğeri sevinilecek iki veri.
Gerçekte, bu iki veriden dolayı ne kaygılanan ne de sevinen bir siyasetçi veya kurum var; neredeyse bu iki veriyi hiç kimse umursamadı.
Tam tersi olsaydı yani işsizlik oranı %8,8’e düşmeyip ,8’e yükselse ve sanayi üretimi de azalış yerine %6 artsaydı yine umursanmazdı.
Başka yerde hükümet düşürebilecek veriler Türkiye’de umursanmıyor; acaba niçin?
Tecrübeler gösteriyor ki, Türkiye’de insanları kaygılandıracak tek veri kurların artması ve sevindirecek tek finansal olgu da dış borç temin edilerek TCMB’de yığılmasıdır.
TCMB’nin brüt rezervleri yeterliyse hem iş insanları hem finans dünyası hem de hükümet yetkilileri kaygısızca geceleri başlarını yastığa koyup uyuyabiliyorlar.
Türkiye seçkinlerinin zihinleri döviz bulmaya formatlandığı için verimlilik derken de, katma değerli ürün derken de yapısal reform derken de akıllarında hep “döviz bolluğu yaratmak” var.
Söylemleri: Verimliliği artıralım ki yabancı yatırımcı (kastedilen portföy yatırımcısı ve kredi veren yabancı yatırımcılardır) gelsin, katma değerli ürün üretelim ki yabancı yatırımcı gelsin, bütçe açığını azaltalım ki yabancı yatırımcı gelsin, istihdamda esnekliği artıralım ki yabancı yatırımcı gelsin, yapısal........
© Karar
visit website