Devlet nerede?
Geçtiğimiz hafta içerisinde ülkemizde yaşanan akıl almaz olaylar yüzünden moralim çok bozuk.
Bundan dolayı buyazıyı bir isyan diliyle yazacağım.
Ülkedeki sosyal çürüme ve suça yönelimin oranı elbette korkutucu ama insanı asıl isyan ettiren, çıldırtan şey sokakta kimsenin can güvenliğinin olmaması.
Hükümetin, dolayısıyla devletin bu konudaki acizliği.
Sadece iki günde sosyal medya sayesinde duyduğumuz dört kan dondurucu olayı sizlere hatırlatayım.
İstanbul’un göbeğinde sokak ortasında iki kişi bir kadına tecavüz etmeye kalktı.
Serbest kaldılar.
Yine İstanbul’un göbeğinde Vali Konağı’nın dibinde silahlı çatışma yaşandı, saldırgan çok büyük bir özgüvenle polise teslim oldu. En fazla 3 ay yatar çıkarım düşüncesindeydi belki de.
Defalarca akıl hastanesinde tedavi görmüş, intihara teşebbüs etmiş, tehdit videoları çekmiş bir deli serbest bir şekilde dolaşıp, bir de kasaplık eğitimi aldırılarak resmen katil olmasının önü açılmış. İki genç kızımızı hunharca katletti.
Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret etsek saniyesinde IP adresimiz üzerinden ters kelepçeyle bizi alacak polis ekiplerimiz küçük kız çocuklarına internet üzerinden tehdit ve şantaj yapanlar hakkında henüz en ufak bir operasyonda bulunmadılar.
Emniyet güçlerimizin günahını almak istemem. Onlar da emir komuta zinciri içinde görevlerini yürütüyorlar. Bazen hiç gözaltı gerçekleşmiyor. Bazen de çok sert gözaltılar görüyoruz.
Ancak siyaseti, iktidarı, muhafazakar toplum hassasiyetini ucundan kıyısından ilgilendiren konulara verilen reaksiyonlar katillere, sapıklara, tecavüzcülere verilen reaksiyon arasında normalde bir fark olması gerekiyor. Katillere, sapıklara, tecavüzcülere nefes aldırmamak gibi.
Biz de ise sanki pek de öyle değil.
Yukarıda sıraladığım suçların niteliği ne kadar iğrenç değil mi? İşte cezalar caydırıcı olmazsa toplum çürümesi hızlanıyor.
Lağım taşmış durumda. Ortalık pislik kokuyor.
20 suç kaydı bulunan psikopatın sokakta olmasının sebebi emniyet güçleri değil, yargı yetkilileridir.
Yargı ceza verme konusunda kağıt üzerinde kendini yetersiz hissediyorsa, infaz yasasını düzenlemek iktidarın görevidir.
Bu olayları izleyerek zaman kaybediyoruz ve kaybettiğimiz zaman canımıza mal oluyor.
Televizyonda yorumcuları dinlerken daha da sinirleniyorum.
“Cezaevlerinin kapasitesi dolu olduğu için ceza vermemeye çalışıyorlar” diyorlar bazen o programlarda.
Hakimler buna göre karar alıyorlar mıdır, bunu........
© Karar
visit website