Dinden geçinmelerin dağılmaz pazarı
Dimaond Tema ve Asrın Tok tartışması Türkiye’de bir ilkti. Ahmet Bican Ercilasun’un kavramlaştırmasıyla “dinbaz”larımızın dediğim dedik tavırlarıyla toplumun çok şiştiği ve belki de patlama noktasına yaklaştığı bir konuydu. Dolayısıyle boşalma veya en azından bir nefes alma imkânıydı.
Biri şeriati savundu, diğeri agnostik(bilinemezlik) inanışıyla şeriatın olamayacağını söyledi. Farklı fikirlerin ve inanışların sahipleri arasında kurulacak her tür dialog önemlidir. Konuştukça fikirleri duymanın o kadar da kötü bir şey olmadığı anlaşılabilir. Farklı düşünmeye yol açılır ve giderek tabuların ve sistemi zehirleyen sapma ve boz(ul)maların kaba saltanatı sarsılabilir. Bu iki genç arasındaki tartışma da öyle bir turnusol kâğıdı rolüyle bize bizi gösterebilirdi. Tartışmanın kamuoyuna yansımalarından bunu görür gibi olduk. Düşünmenin önündeki setlerin zayıflayacağı bir alan açıldı.
Cemaatlerin, tarikat görünüşlü tasavvuf kullanıcılarının merdiven altından çıktıkları bir dönemdeyiz. Nasıl bir din hayatı kurguladıklarını göreceğiz. Dinden çok ticarete, mânâdan çok dünya nimetlerine ve maddeye yakınlar. Gençlerin şeriat tartışması esas bakılacak yerin bu olduğunu düşündürmesi bakımından da önemliydi.
Her dinin bir şeriati vardır görüşü yaygındır. Bu klasik görüşün gücü dine bağlı devletlerin kurulduğu orta çağlardadır. Konu din ve şeriati olunca, devre ve anlayışlara göre kendiliğinden çeşitlenmeyi ve farklı şeriatleri doğurur. Keskin farklar oluşur. Anlayışlar çarpışır. Dünyadaki savaşların çoğunun gerekçesi din anlaşmazlıklarıdır.
Bugün şeriatle yönetilen........
© Karar
visit website