Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın ”Biz” şiiri
(Elmalı, 1878-İstanbul, 27 Mayıs 1942)
Hâke düşmüş katreyiz deryâya girmiş çıkmışız;
Gâh serrâye, gehi darrâye girmiş çıkmışız.
(Toprağa düşmüş damlayız, denize girip çıkmışız. Bazen bolluğa -sevince- bazen de yokluğa -üzüntüye- girip çıkmışız.)
Pür gubar olsak da pâkiz biz hanîfî meşrebiz;
Dâmeni kirletmeden dünyâya girmiş çıkmışız.
(Toprak dolu oldak da temiziz çünkü biz Hanefi mezhebindeniz. Eteğimizi kirletmeden dünyaya girip çıkmışız.)
İmtihân olmuş meleklerle, dem-i tahmirde,
Hüccet almış menzili esmâya girmiş çıkmışız
.(Yoğrulma döneminde meleklerle imtihan olmuş. Dünya adlı konaklama yerini delil almışız. İsimler arasına girip çıkmışız.)
Geh sehâb olmuş, ser-i gülşende seyran etmişiz;
Geh şihâp olmuş akup feyfâye girmiş çıkmışız.
(Bazen bulut olmuş gülbahçesinde gezmişiz. Bazen ışık gibi kılavuz olmuş akıp çöle girip çıkmışız.)
Geh çemenden neş’e, gülden bûy, sümbülden edâ,
Gâh berkden nûr alup mînâya girmiş çıkmışız.
(Bazen çimenden neşe, gülden koku, sümbülden eda bazen de şimşekten nur alıp cam şişeye girip çıkmışız.)
Gâh coşmuş dide-i şeydâda seylâp olmuşuz;
Geh tutuşmuş, sîne-i sînâya girmiş çıkmışız.
(Bazen coşmuş, çılgın gözde sele dönmüşüz bazen de tutuşmuş, Sînâ çölünün içine girip çıkmışız.)
Silmişiz âyine-i idrâki jeng-i ye’sten,
Her seherde başka bir meclâya girmiş çıkmışız.
(Anlayış aynasını üzüntü-yeis pasından silmişiz. Her seher vakti başka bir aynaya girip çıkmışız.)
Çeşme-sâri marifetten akmışız vâdilere,
Gâh bir suğrâya geh kübrâya girmiş çıkmışız.
(Pınarı-çeşmesi olmayan marifetten vadilere akmışız. Bazen küçük yerlere bazen de büyük yerlere girip çıkmışız.)
Bilmişiz îcâb-ı suğrâ şartı şekl-i evvelin,
Kalmayıp (lâ)da, der-i (illâ)ya girmiş çıkmışız.
(Küçüklüğün gereği olarak ilk şeklin şartını bilmişiınz. Lâ........© İnsaniyet
visit website