Emanet ve istişare: Tevekkülün gücünü keşfetmek
Haftalardır Yûsuf kıssasının satır aralarında birlikte yolculuk ediyor, her durağında derin anlamlara ulaşıyoruz. Bu hafta, aile içinde güven, sorumluluk ve tevekkülün ne kadar önemli anlamlar taşıdığını bir kez daha fark edeceğiz. Yûsufsûresi12/66. ayette anlatılan Hz. Ya'kūb peygamberin oğullarıyla yaşadığı diyalog, bizlere hem bireysel hem de toplumsal sorumluluk açısından önemli dersler sunuyor. Zorluklarla karşılaştığımızda çoğu zaman hem tedbir almak hem de Allah’a güvenmek arasında nasıl bir denge kuracağımızı sorgularız. Bu ayetteki yaklaşımlar, sadece dünyevi meselelerde değil, hayatın her anında Allah’a tevekkül etmenin önemini gözler önüne seriyor. Gelin, bugün Hz. Ya‘kūb’un oğullarıyla yaptığı konuşmadaki inceliklere bakalım ve günlük hayatımıza nasıl rehber olabileceğini keşfedelim.
Hz. Ya'kūb’un Temkini ve Emanet Hassasiyeti
Hz. Ya'kūb’un çocuklarının düşünce ve davranışları konusunda pek de iyi tecrübeleri yoktu. Ondan Hz. Yûsuf’u emanet alıp koruyamayan kardeşler, bu sefer de Hz. Yûsuf’un baba bir kardeşleri Bünyamin’i yanlarında götürmek istiyorlardı. Bir oğlunu kaybetmekle imtihan edilen Hz. Ya'kūb, şimdi ikincisini kaybetme riskiyle karşı karşıyaydı. Bu durum, Bünyamin’i onlara emanet etme konusunda Hz. Ya'kūb’u temkinli davranmaya yönlendirdi: “Ya'kūb ‘Kuşatılma durumu hariç, onu bana getireceğinize dair Allah'tan sağlam bir söz vermediğiniz sürece onu sizinle asla göndermeyeceğim.’ dedi. Onlar ona söz verince ‘Allah bu dediklerimize vekildir.’ dedi.”........
© Haksöz
visit website