menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Asimilasyona yatkın olan Türk’ler için bunların bir önemi var mı?

13 0
15.04.2024

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu “Tarih Gelecektir” adlı kitabında “Öyle bir coğrafyada bulunuyoruz ki ; dünyanın hiçbir bölgesinde bu kadar çok medeniyet kurulmamıştır . Bu şu anlama gelmektedir . Yaşadığımız coğrafyada çok devlet kurulmuş ve çok devlet yıkılmıştır . Dolayısıyla bölgede ayakta kalabilmek için , tarihin engin tecrübesinden faydalanabilmek ve buna bağlı olarak hassas dengeleri gözetebilmek gerekir . Bunun için geçmişi iyi bilmek lâzımdır . Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “TARİH İHTİYATSIZLAR İÇİN MERHAMETSİZDİR” sözü , coğrafyamızın gerçeklerine tam olarak uyar ” demektedir.

“Tarih Gelecektir” sözü üzerinde çok düşünülmesi gereken ve birçok şeyi ifade eden bir deyimdir . O sebeple bugün gelişen (İsrail-İran çatışması) olayları dün meydana gelenlerle irtibatlandırarak yorumlamak , gelecek hakkında bizi doğru sonuçlara götürecektir.

Örneğin Balkan Yarımadası tarih boyunca çoğu zaman dünya gündemini belirleyen olayların yaşandığı bir bölge olmuştur . Osmanlı İmparatorluğu’nun kaderi ve genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ortaya çıkışını hazırlayan şartlar bu coğrafyada saklıdır.

Bu nedenle Cumhuriyet Döneminde meydana gelen isyanları anlamak için Balkanlarda meydana gelen Sırp , Bulgar , Yunan ayaklanmalarını iyi bilmek ve başta İngiltere olmak üzere Avrupa devletlerinin ve Rusya’nın aldığı pozisyonları iyi belirlemek gerekir.

Örneğin Sırp Ayaklanması 19. yüzyılda Balkanların , Avrupa ve Osmanlı tarihinin en önemli siyasi olaylarından biridir . Berlin Antlaşması ile tamamlanmış gibi görünen bu bunalım Bulgar ayaklanması , Sırbistan ve Karadağ’la ve nihayet Rusya ile yapılan savaşlarla tamamlanır.

Ayaklanma çıktığında bunun çok ciddi boyutlara ulaşacağını , Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa’nın geleceğini belirleyeceğini neredeyse hiç kimse tahmin edemiyordu. Tıpkı Turgut Özal’ın Eruh ve Şemdinli’yi basanları “bir avuç eşkıya” olarak nitelendirmesi gibi.

Bu gelişmeler ışığı altında bakılınca Şeyh Sait , Dersim ve günümüzde PKK isyanlarının mahiyet itibarı ile Sırp , Bulgar ve Yunan isyanlarından pek bir farklarının olmadığı görülür.

Balkanlarda meydana gelen isyanlar öncelikle Osmanlı İmparatorluğunu yıkmaya dönüktü. Balkanları Türklerden arındırmayı ve Balkanları Ortodoks Hristiyanlığına terk etmeyi ve çoğunluğu Slavlaştırmak amacını güdüyordu . Nitekim Balkanlar , Rus yayılmasının planları için önemli bir coğrafya ve Slavların büyük koruyucusu da “Anne Rusya” idi ve nitekim bu plan başarılı oldu. Balkanlar Türklerden temizlendi, Türk devlet hâkimiyeti sona erdirildi!

Cumhuriyet Dönemindeki Şeyh Sait isyanının arkasında İngiltere’nin olduğu su götürmez bir gerçektir .Misakı Milli........

© Habererk


Get it on Google Play