Cinnet Hâli
Ülkede akıl almaz hâller oluyor. Taciz, dayak, sapıklık ve cinayet haberleri duymadığımız gün, neredeyse yok gibi... Bu vahim gidişatta yaş, cinsiyet sınırı da tayin edemiyoruz. Cezaevleri dolmuş taşmış; kapasitenin üzerinde tutuklu ve hükümlüler istif durumda. Şu köşemizde bağıra bağıra bilmem kaç kere ifade etmeye çalıştık baylar ve bayanlar: iyiye gitmiyoruz!..
Bu cinnet hâlinin elbet birden çok sebepleri bulunur. Sosyal, psikolojik, ekonomik ve ailevi sebepler ard arda sıralanabilir. Hele son 3 yıldır yakamıza yapışan ekonomik zorluklara kayıtsız kalamayız; maddi hayat, her toplumda olduğu gibi bizde de değerler yargısını fena bozucu bir etken oluyor. Sırf “ekonomik sebepler” demeyeceğim ki hukuktan da öte eğitim meselemizi başa alırım. Hiçbir siyasi erk, bu kangren olmuş sorunu çözemedi; maalesef mevcut iktidar da... Hukuk ve eğitim meselesinde hâlle dönük “tamam oldu” diyeceğimiz adımların çok uzağındayız.
Disiplinim dolayısıyla kimi sosyal araştırmaları takip etmeye çalışıyorum. Bu araştırmaların bir bölümünü serapa nokta atışı yeterlilikte görmesem de ortak çıkarımlar bularak, yönelimimde kanaat sahibi oluyorum. Araştırmaları tek tek ismi ile çağırmama gerek yok; lakin bilen ve merak buyuran kâri, açık kaynaklardan erişim imkanına sahiptir. Evvel emir ifade etmeliyim: Türk toplumu karpuz gibi ikiye bölünmüş durumda. Bu bölünmüşlük ise ideolojik(!) beyana esas. Dünyada ideolojik yetersizliği kabak gibi önde durup da bu radde ideolojik iklime teşne toplum sayısı çok azdır. “İdeoloji” diyorum; çünkü ideoloji dediğimiz fikirler manzumesi yeğin okumalar, tezler, hipotezler ve sınıf tabanlı aksiyomlar ile........
© Habererk
visit website