“Salt of the Earth” (1954)
“Tarihte işçilerin laneti diye bir şey vardır” Ramon (Salt of the Earth, 1954).
Senaryosunu Michael Wilson’ın kaleme aldığı ve Herbert J. Biberman tarafından yönetilen “Salt of the Earth” (1954), ABD menşeli; fakat bağımsız bir sinema yapımıdır. Film, Meksika kökenli madencilerin ücret adaletsizliği ve güvenli olmayan çalışma koşulları nedeniyle Ekim 1950 senesi New Mexico/Hannover kırsalında başlattıkları meşhur 15 aylık “Çinko Grevi”ni dramatize eder (Kumar, 2021). Wilson ile “Hollywood Ten”in (Roe, 2019) esame listesinde adı kayda geçmiş Biberman’ın ortak kaderi, her ikisinin de Amerika Karşıtı Faaliyetler Komitesi (HUAC) tarafından “komünistlik” gerekçesi ile kara listeye dahil olmalarıdır (www.oac.cdlib.org, t.y.; www.britannica.com, 2023). Paul Jarrico ile Uluslararası Maden, Değirmen ve İzabe Tesisi İşçileri Birliği “IUMMSW”nin (TURNER CLASSIC MOVIES (TCM), 2023) prodüksiyon sahibi olduğu film, Kumar’a (2021) göre 1950’lerin paranoyak beyaz Amerika’sını korkuttuğu için ABD sinemalarında gösterilmese de (1)1960’ların ortalarında (Avrupa sineması ile) seyircisini bularak kült statü kazanmıştır.
Salt of the Earth, Hollywood tarzı “A” film olmayan, bağımsız “Indie Movie” bir yapımdır. Çoğu rolün Grant County’li yerel madenciler ve aileleri tarafından canlandırıldığı filmde örneğin başrol oyuncusu Juan Chacón, gerçek hayatta işçi sendikasının yerel başkanlığını yapmıştır. Drama, filmsel anlatıda basittir; fakat filmi odağa çeken döngü, Joseph McCarthy (Roe, 2019) ile ete kemiğe bürünmüş egemen ideolojinin agitprop “cadı avı” karşısında sinematik bir direniş, ilerici duyarlılık ve etkili radikal (Kumar, 2021) eylem “act” ile “öteki” sinemanın işaret fişeğini ateşlemesidir.
“Köklerimiz buranın derinliklerine, çam ağaçlarından daha derine, maden kuyusundan daha derine uzanıyor” Esperanza (Salt of the Earth, 1954).
Filmin açılış jeneriği ardından Rosaura Revueltas’ın karakterize ettiği Esperanza Quintero’nun devamlılıkta ara ara şahit olacağımız lirik dış sesi duyulur ve film, alan derinlikli kompozisyon ile akmaya başlar. Esperanza kökü koparılmış (non-flashback) bir hikaye ile film zamanının kendi gerçekliğini seslendirir; geçmişi şu an orada görülen her şeyden daha eski olan; ama unutulmuş, köksüzleştirilmiş ve sonun başlangıcı bir hikaye… Esperanza, atalarından miras yaşadıkları bu topraklarda ekilen çiçekler hariç, hiçbir şeyin (artık) onlara ait olmadığını anlatır. Beyaz İngilizler “anglolar” geldikten sonra, yerel halkın yaşadığı köyün adı dahi değişmiştir; eski San Marcos’un erkekleri, mütebaki yeni adı ile Zinctown’da, “Delawere Zinc Inc.”nin işlettiği madenin işçileridir.
Esperanza’nın kocası (hayatının yarısı madende çalışmakla geçen) Ramon ve diğer Meksikalılar, anglolar ile adil olmayan koşullarda çalıştırılmaktadır. İşçiler, neredeyse her hafta kaza olan madende koşullarının iyileştirilmesini istediklerinde işten........
© Habererk
visit website