KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE
Günaydın Türkiye.
Günaydın sevgili okurlarım.
Mahmut Abbas; ‘Ya zafer ya Şehadet’ dedi ve mecliste hemen hemen tüm milletvekilleri ve yurtta çoğu insan alkışladı.
Filistin-İsrail meselesini “ya zafer, ya şehadet” gibi zıt uçlarda çözmeyi düşünüyorsanız sonsuza kadar beklersiniz.
“Ya zafer, ya şehadet” diyorsanız bu topraklara asla barış gelmez. Bol hamasetle, bol nutukla ömrünüzü geçirirsiniz. İnsanlar kendi canları pahasına da olsa sizi alkışlamaya devam ederler. Bayrak, ezan, şehadet gibi kutsallar üzerinden kendi varlığınızı ve siyasetinizi yürütebilirsiniz ama birlikte yaşamak ve gelecek inşa etmek adına yol alamazsınız.
Meselenin arka planında din olduğu müddetçe buradan çözüm çıkmaz. Arka planda Müslümanlık ve Yahudilik gibi, günümüzdeki uygulamaları açısından son derece fanatikleşmiş iki inanç sistemi bulundukça bu coğrafyadan çözüm beklemek saflık olur.
7 Ekim’den bu güne kadar 40 bini aşkın Filistinlinin katledilmesinin arkasında nasıl bir dinsel fanatizm varsa, 7 Ekim’de bir müzik festivali için bir araya gelen gençlerin katledilmesinde de aynı dinsel fanatizm var. Al birini, vur ötekine.
Bugün Filistin, bizim gençlerin canlarını ortaya koyarak destek için gittikleri Filistin değil. 1968, 69 ve 70’de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan; Hüseyin İnan, Cihan Alptekin, Cengiz Çandar, Faik Yavuz gibi Türkiyeli devrimciler El-Fetih saflarında savaşmak için Filistin’e gitmişlerdi. 1973 yılında bir İsrail savaş gemisi tarafından bombalanan Filistin kampında 8 Türkiyeli devrimci şehit olmuştu. O saldırılarda yaralanıp esir düşen Faik Bulut 7 yıl İsrail zindanlarında işkence gördü ve hapis yattı.
El-Fetih saflarında can veren çoğu üniversiteli genç devrimciler ki bunlar benim........
© Güneydoğu Ekspres
visit website