Sputnik şoku
Eski yazılarıma baktığımda sık değindiğim noktalardan bir tanesinin ‘Sputnik Şoku’ olduğunu görüyorum. Ama gördüğüm başka bir şey daha var: sık değinmeme karşın konuyu bütünüyle ele alan bir yazım yok! Sanırım bu eksiği kapatmanın zamanı geldi de geçiyor bile.
1950´lerin başlarında ABD ve SSCB arasındaki her konuda ama özellikle teknoloji alanındaki rekabet uzaya ilk uyduyu kimin fırlatacağı konusuna odaklanmıştı. Her iki ülkenin başarısız denemelerinin ardından hiç beklenmedik bir zamanda SSCB 4 Ekim 1957’de Sputnik 1 uydusunun yörüngeye oturtulduğunu duyurdu. Bu ABD için tam bir şoktu. Evet, bilimsel açıdan uzay teknolojisi yarışında geride kalmak demekti ve NBC radyosu spikeri, “Sputnik’ten yayılan la bemol perdesinde bip, bip sesleri, eskiyle, yeniyi ebediyen ayırıyor” sözleriyle olayı duyurmuştu (1) ama daha önemlisi, bu denemeyi başaran SSCB’nin nükleer bir silahı ABD üzerine gönderebileceği paranoyasının tüm Amerikalıların aklına girmiş olmasıydı. Öyle büyük korku, endişe, panik, ne derseniz artık, vardı ki toplumsal psikoloji İkinci Dünya Savaşındaki Pearl Harbour baskınıyla kıyaslanıyordu. Şimdilerde ise 11 Eylül saldırısındaki ruhsal duruma benzetiliyor. (1)
ABD yönetimi önce görmezden gelme ve unutturma politikası uyguladıysa da bir ay sonra fırlatılan Sputnik 2, bütün umutları kırdı. (2) Bu arada ABD’nin yaptığı tüm denemeler........
© Gazete Manifesto
visit website