Kim demiş baharın isyancı olmadığını?
Newroz sabahı Diyarbakır'da hava hafif yağışlı ve ılıktı. İnsan, hiçbir şey yapmadan, pencereden yağan yağmura, koşturan insanlara bakmak istiyordu. Hava, en azından benim mahallemde, bu denli romantikti.
Evet, Diyarbakır'da böyle romantik bir sabaha uyandık. Ancak bahar, aynı zamanda isyancıdır da. İşte baharın isyancı tarafı binlerce Diyarbakırlı gibi beni de ta Newroz parkına taşıdı.
Eskiden, hani kayyımlar atanmadan önce, belediyeler Newroz alanına otobüs seferlerine takviye yapardı. Kayyımlar, hiç değilse Newroza katılımın az olması için 8 yıldır çeşitli yıldırma taktikleri uyguluyor. Birinde mesela "yollarda çalışma var" taktiğini denemişlerdi ve başarısız olmuştu. Binlerce insan o "çalışma" bariyerini aşarak alana ulaşmıştı. Birinde, IŞİD'in elini kolunu sallayarak bombalı eylemler düzenlediği süreçte, yine alan dolmuştu. Halbuki günler önceden IŞİD'in bombalı eylem yapacağı söylentisi yayılmıştı şehre ve Diyarbakırlılar bu heyulaya kafa tutmuştu.
Bu yıl meydanın dolmasının önünde şöyle engeller vardı: Ramazan ayındaydık, mesai günüydü ve hava yağmurluydu.
Özetle şunu söyleyeyim: Bu üç engelin yanı sıra bahar romantizmi de engelleyemedi meydanın dolmasını. Çünkü bahar isyancıydı.
Ben ne yaptım?
Taksiden indiğimde neredeyse tamamen durmuştu yağmur. Meydana ulaşmak için uzun bir yol vardı önümde. Aceleyle yürürken etrafı koloçan ediyor, insanlarla sohbet ediyordum. Evet, çok sayıda insan gruplar halinde Newroz alanına ulaşmaya çalışıyor, kaldırımdaki satıcılardan alışveriş yapıyorlardı. Bir grup genç yanımda yürüyordu. Anlaşılan oydu ki gençlerden biri misafirdi, ilk kez Diyarbakır'da Newroza katılıyordu. Arkadaşları, "Diyarbakır Newrozu başka Newrozlara benzemez" diyerek onu az sonra göreceği manzaraya hazırlıyorlardı. "Bir şey olursa bizden ayrılma" diye de uyarıyorlardı geçmiş olaylı Newrozları hatırlatarak.
Geleneksel kıyafetler giyen kadınların sayısı, önceki yıllara göre daha azdı. Bunun kesinlikle yağmurla ilgili olduğunu düşünüyordum. Az sonra kestirmeden gideyim derken çamura batınca bu düşüncem pekişti.
Arama noktalarında büyük yığılmalar yoktu. Polis, protokol girişinde kibar ve kolaylaştırıcıydı. Ancak diğer girişlerde insanların giydiği geleneksel kıyafetlere musallat olunduğu bilgisi geliyordu. Bu manasız müdahale daha ne kadar sürecek, kim bilir?
Basın için ayrılan ve nedense polis ile paylaşılan alan rahattı. Çünkü Diyarbakır Newrozunu izlemek üzere şehir dışından gelen çok az basın mensubu vardı. Nitekim protokol için ayrılan bölümde de epey boşluk vardı. Bir vakitler protokolde yer bulunamazdı. Protokoldeki o boşluklar bu nedenle biraz........
© Gazete Duvar
visit website