'Heveskâr Çevirmen'in hatıraları
Eski mahpus, çevirmen, yazar, yayıncı ve bir süredir gönüllü sürgün Osman Akınhay'ın hatıralarının ilk cildi "Heveskâr Çevirmen", ocak ayında çıktı. Çıkar çıkmaz, hani derler ya, sindire sindire okudum kitabı.
"Heveskâr Çevirmen" edebi lezzeti yüksek bir hatıra kitabı. Akınhay'ın romancılığını hesaba katarsak, bu hiç şaşırtıcı değil. Belli bir kronoloji izleyerek ilerleyen kitabın baş kahramanı Osman Akınhay elbette. Onun insanları, şehirleri, olayları, hevesleri, düşünceleri, düşleri ve mekanları bir roman atmosferi ve akıcılığında anlatılıyor. Bu önemli çünkü okur için metnin anlattıkları kadar anlatım biçimi de önemli. Akınhay, insanlar ve olaylarla ilgili bilgiler paylaşıyor elbette hatta bolca dipnot da var kitapta. Ama bunları kendi duygu ve düşünceleriyle, içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal koşullar ile harmanlayarak yazıyor. Bir dönemin, bir insanın üzerinden okunmasına olanak sağlıyor. Hatıra yazarının öne çıkardığı olaylar, memleket ahvalinden bağımsız ele alınmıyor ve bu nedenle kişisel meseleler okur için de önem arz ediyor.
Kitap çevirmen, yazar ve yayıncı olarak hayatımıza dokunan Osman Akınhay'ı daha yakından tanımamıza olanak sağlıyor. "Harika çocuk!" başlığıyla gazetelere haber olduğu çocukluk, devrimci fikirlerle tanıştığı lise, siyasal faaliyetler yürüttüğü Ankara'daki üniversite yılları... Sonra gözaltılar, sorgular, işkenceler, mahpushaneler, yargılanmalar, 12 Eylül faşizmi... Akınhay'ı yazar ve yayıncı olarak tanıyanlar, muhtemelen bunların birçoğunu bilmiyordur. Akınhay, kitapta bütün bunlara genellikle değinerek geçiyor. Yine de "atom âlimi" olacakken siyasi mahkûm olan bir genç adamın portresini çıkarıyor ortaya.
Neden siyasi faaliyet ve mahpusluk günlerine değinerek geçiyor? Çünkü o, esas olarak çevirmenlik macerasını anlatmak derdinde. Kolay değil, mahpushanede başlayan çevirmenlik macerası 30 yılı geride bıraktı.
Her Türkiyeli mahpus gibi Osman Akınhay da önce şiir yazmayı denemiş içeride ve kendisinde şiir istidadı görmeyince kısa zamanda vazgeçmiş bundan. Roman yazmak için cesaretini toparlayamamış. Sonra işte çeviri yapmak fikrine tutunuyor. Peki, bu konuda kendisine ilk destek olan kim? Elbette Ragıp Zarakolu ve Belge Yayınları. İlk baskılı çeviri kitabını Belge Yayınları basıyor: Ralph Miliband, Kapitalist Devlet. Belge Yayınları o tarihte birçok mahpusun şiir, roman ve öykü........
© Gazete Duvar
visit website