NEVRUZ DUÂSI
NEVRUZ DUÂSI
“Allah âdın zikredelim evvelâ
Vâcip oldur cümle işde her kula
Bir kez Allah dese aşk ile lisân
Dökülür cümle günah misl-i hazân
İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen
Her murâda erişür Allah diyen”1
“Şol gökleri kaldıranın
Donatarak dolduranın
‘Ol!’ deyince olduranın
Doksan dokuz adı ile…”2
“Bismillah” deyip ellerimizi kaldıralım semâya,
“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla”
Başlayalım duâya:
Bizleri ve bütün mevcûdâtı yoktan vâreden
Varlığından haberdâr eden,
Aşkıyla gönlümüzü bîkarâr eden
Îman ile kullarını şereflendiren,
Bizlere sayısız nîmetler bahşeden
Tevhid ve vahdet şuuruyla
Kalplerimizi birleştiren Cenâb-ı Allah’a
Sonsuz hamd ü senâ olsun;
“Âlemlere rahmet olarak gönderilen”3
Hakk’ın Habîbi, Hâtemü’l-Enbiyâ Tâcının Sâhibi,
İlâhî Aşkın Mürebbisi, Nebîler Nebîsi
Efendiler Efendisi, İnsanlığın Müjdecisi,
“Gül” Mushaflı Sevdâmızın Sembolü,
Kâinâtın Solmayan Gülü, Resuller Resûlü
Hazreti Muhammed Mustafâ(s.a.v.)’ya
Yeryüzüne düşen yağmur damlaları adedince
Salât ü selâm olsun…
“Ey Hanlar Hânı!
Ey Ulular Ulusu!
Ey Görklü Tanrı!
Yücelerden yücesin,
Kimse bilmez, nicesin?
Nice câhil seni gökte arar, yerde ister,
Sen bütün inananların gönlündesin…”4
Ey Ulu Tanrı’m!
Sen anadan doğmadın,
Sen atadan olmadın,
Eşin benzerin yok,
Dengin yok, Sen Yaradan’sın;
Dileyene dilediğini veren,
Verdiğini de alansın…
Sen zamandan,
Sen mekândan münezzehsin…
Sen Tek’sin, Sen Bir’sin!
Sen her dem dilimizde Tekbir’sin
Ve aşkı kalbimizde olan
Yüce Rabbimizsin.
“Bize şah damarımızdan daha yakın olan”5
Allâhü Azîmü’ş-şân;
“Rahmân”dır, “Rahîm”dir,
“Gaffâr”dır, “Kerîm”dir,
“Settâr”dır, “Azîm”dir,
“Kahhâr”dır, “Müntakîm”dir,
“Tevvâb”dır, “Müheymin”dir,
“Raûf”dur, “Mü’min”dir,
“Evvel”dir, “Âhir”dir,
“Hâlık”tır, “Hayy”dır; …
Ve “Bâkî” olan
Yalnız ve ancak
O’dur.
* * *
Yeni Gün’e Bismillâh,
Nevruz Günü’nde de…
Vakti şerifimiz hayrolsun!
Hayırlar feth olsun!
Şerler def olsun!
Gönüller şâd olsun!
Akıl başa gelsin!
Fitne taşa gelsin!
Devletimiz pâyîdâr olsun!
İnsanımız bahtiyâr olsun!
Milletimiz selâmet bulsun!
Düşmanlarımız kahr-u perîşân olsun!
Oyunları bozulsun, boyunları bükülsün!
Kalplerimiz mesrûr,
Sırlarımız mestûr,
Zahirimiz mâmûr,
Bâtınımız pür nûr olsun!...
Emâü’l-Hüsnâ’nın nûruyla
Gönüllerimiz âbâd olsun!
Kalplerimiz serâpâ “Gül” aşkıyla dolsun;
Aşkımız Cemâl, cemâlimiz nûr,
Nûrumuz Kur’ân olsun…
Mârifetullâhımız,
Muhabbet-i Rasûlullâhımız
Muhabbetullâhımız,
Aşkullâhımız ve Zikrullâhımız, müzdâd olsun.
Cenâb-ı Hakk kalplerimizi musaffâ etsin,
Ve cümlemizi fırka-i nâciyeden eylesin.
* * *
“İmdi, hani dediğim beyler, erenler?
Dünya benim, diyenler?
Ecel aldı, yer gizledi,
Fâni dünya kime kaldı?
Onlar da bu dünyadan geldi geçti,
Kervan gibi kondu göçtü.
Onları da ecel aldı, yer gizledi.
Gelimli gidimli dünya
Son ucu ölümlü dünya
Hayır duâ edelim Hân’ım!”6
Vâde yetmeyince Ecel gelmez
Ecel gelmeyince kimse ölmez.
En nihâyet fânî hayatın
Ucu ölüm, sonu ayrılık.
Genç ol, ya da uzun yaşa;
Nasibin bir kefen, bir salâ,
Bir “tahta kundak”7, bir de musallâ,
Bu dünyada son mekân
Herkes için kabristan…
“Her nefis ölümü tadar”8
Her yolun bir sonu var.
Ölüm mutlak, ölüm mukadder
Unutma ki doğumla başlar
Mahşere doğru sefer…
“Seferin Kutlu ola
Ama derim ki sana
Azıksız çıkma yola”9
* * *
Allah!.. Allah!.. Demeyince
İşler onmaz.
Ulu Tanrı “Ol!” demeden
Bir şey olmaz…
Her şeye Kâdir olan
Görklü Tanrım;
Kalbimizi îman ile nurlandır,
Ve son nefesimizi
Kelime-i Şehâdetle sonlandır.
Ey Ulular Ulusu!
Ey gözden uzak, gönle yakın!
Hâkim-i Mutlak olan Yüce Tanrı’m!
Esirgeyensin, bağışlayansın…
“Kün!”10 emriyle her şeyi olduransın
“Dâim duran Cebbâr Tanrı,
Bâkî olan Settâr Tanrı
Sen Ademe tac urdun
Şeytana lanet kıldun
Bir suçtan ötürü dergâhtan sürdün
İbrâhim’i tutturdun
Hân’ım deriye sardın
Kaldırıp ateşe attırdın,
Ateşi gülistan kıldın.
Ululuğuna haddin yok,
Senin boyun kaddin yok
Ve cisimle ceddin yok...
Vurduğunu ulutmayan Ulu Tanrı,
Bastığını belirtmeyen belli Tanrı,
Kaldığını göğe yetiştiren güzel Tanrı
Kızdığını kahreden Kahhâr Tanrı.
Birliğine sığındım,
Kadir Tanrı Medet Senden…”11
Bağlıyız Ezelî mîsâka,
Bizim biâtımız Hakk’a…
Âlem-i Ervah”ta soruldu;
Dendi “Elestü bi Rabbiküm?”12*
“Belâ”13 cevâbı verildi,
Değişmedi o gün, bugün;
Bu ikrar, bu karar, bu hüküm…
Ey Hanlar Hânı!
Lütfeyle Görklü Tanrı’m!
Müslümanlar safâ bulsun
Her iki cihanda azîz olsun
Allah; bize “Kulum!” desin
Maddeye kul eylemesin,
Silmesin defter-i kuldan
Ayırmasın doğru yoldan.
Haram lokma yedirtmesin
Kötü kelâm dedirtmesin
Az verip de gezdirmesin
Çok verip de azdırmasın
Hasenâttan bezdirmesin
Bizi darda bırakmasın
Cehennem nârında yakmasın…
“Hamd olsun göğümüzü burçlarla süsleyene,
On sekiz bin âlemi yaratıp besleyene…
Güç onun, varlık onun ve sıyânet onundur,
Sekiz uçmakla tamu, hem kıyâmet onundur.
Eğmiyorum boynumu rükû'dan başka yerde,
Ulaştır yardımını kalksın aradan perde.
Rabbım dosdoğru yoldan aman bizi atmagil,
Gazabına uğrayan kullarından etmegil!”14
Yâ Rabbî!...
Gidenlerimize rahmet eyle,
Affet ve mağfiret eyle,
Hesap günü nusret eyle,
Dâim eyle nîmetini
Nâil eyle Cennetini…
Kalanlarımıza merhamet eyle,
Hâlimize himmet eyle
Hüsn-i hâtime kısmet eyle,
Ömrümüz hayırla dolsun
Âhirimiz bayram olsun…
Allah’ım!..
Ümerâya adâlet
Ulemâya ferâset,
Vüzerâya basiret,
Urefâya mârifet,
İdarecilerimize........
© Enpolitik
visit website