AKIL TUTULMASI
Herkes hak ettiğini yaşar. Şikayet ettiğimiz her şey kendi eserimizdir.Böyle istedik böyle oldu, başka türlü isteseydik başka olurdu. Onun için önce kendimizle hesaplaşmalıyız.Dindarlığımız, milliyetçiliğimiz güce ulaşıncaya kadar,gücü ele geçirdiğimiz an her şey bitiyor, darmadağın oluyoruz. Biten biziz aslında. Gördüklerini, yaşadıklarını anlamlandıramayan bir toplum kendi sonunu hazırlar. Bu kriz sadece ekonomik bir kriz değil, bu aynı zamanda bir ahlak, idrak ve basiret krizidir.
Siyaseti, siyasetçiyi değerlendirirken tek kriterimiz ağzının ne kadar laf yaptığı… Biraz iyi bağırıyor, sağa sola yumruk sallıyorsa aradığımızı bulduğumuzu sanıyoruz.
İslam “ emanetin ehline verilmesini” ister. Ehliyet, emanet edilen işi en iyi yapabilmeyi ifade eder.Yani her işin en iyi yapabilenini bulacak görevlendireceksiniz.
Geçen gün bir milletvekiline anlatırken şimdi emekli olmuş üst düzey bir bürokratı dinledim, şöyle anlatıyordu: “Görevde olduğum dönemde mülakat yaparken imanın şartlarını sorup, bileni işe alıyordum” diyordu. Bu tavrıyla “ davaya” ne kadar büyük hizmetler ettiğini anlatmaya çalışıyordu. Bu kafa ile bir ülke problemlerini çözebilir mi? İnsanlarımız dinini öğrensin, yaşasın, icaplarına göre hareket etsin! Buna kim ne diyebilir. Ama İslam’ın........
© Enpolitik
visit website