menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yargılayan gazetecilik ve masumiyet karinesi

9 0
04.11.2024

Cumhuriyet Başsavcılığı açıklaması ve ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasıyla hakkında “mahkûmiyet” hükmü ilan edildiğinde Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer henüz gözaltındaydı. Daha ifade bile vermemişti.

İktidar yanlısı medya da destek verdi yargısız infaza. Gözaltı haberinin duyulduğu ilk saatlerden itibaren haber siteleri ve televizyonlarda, Ahmet Özer’in terör örgütü ile ilişkisi olduğuna dair yayınlar başladı. Özer’in telefon konuşmalarının deşifreleri AHaber ekranındaydı.

Polisin, Özer’i adliyeye götürmesinden sonra da Sabah, Elips Haber ve TGRT Ankara Temsilcisi Fatih Atik, “Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandığı” haberini geçti. Henüz Özer hakkında tutuklama kararı verilmemişti bu yayınlar başladığında. Sonradan ismin yanlış olduğu anlaşıldı ama İçişleri Bakanlığı’nın mahkeme kararını beklemeden kayyum hazırlıklarını tamamladığı doğruydu. Beyoğlu Kaymakamı Can Aksoy, bir gecede önce İstanbul Vali Yardımcısı yapılmış, oradan da Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanmıştı.

İktidar medyası, kayyum atanmasını ertesi sabah güle oynaya duyurmakla kalmadı. Ahmet Özer’i suçlu gösteren başlıklar attılar:

“PKK’nın bombacıları ile ne işi vardı? (Ahaber), “10 yıldır PKK ile bağlantılı” (CNN Türk), “PKK’lılardan CHP’ye oy istemiş” (Akşam), “Ahmet Özer PKK’lı Remzi Kartal’la 14 kez görüşmüş” (Aydınlık), “PKK/KCK’lı isme para göndermiş” (Sabah), “PKK ile irtibatta” (Türkgün), Esenyurt’tan Kandil’e kırmızı hat kurmuş” (Türkiye), “CHP, Kandil’i Esenyurt’a taşımış” (Yeni Akit).

Sonra da CHP’nin düzenlediği mitingi ve eleştirilerini aktarmak yerine, DEM ile işbirliğini ve gelmeyen belediye başkanlarını öne çıkararak aleyhte propagandaya çevirdiler eylemleri.

Tekrar olacak ama anımsatmak durumundayım. Türkiye Gazetecilik Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde, “Yargı kararı kesinleşmedikçe, şüpheli ya da sanık suçlu ilan edilmemelidir” ilkesine yer veriliyor. Ayrıca soruşturmayı etkileyecek yayınlardan kaçınılması, iddia ve suçlamalara ilişkin bilgilerin adil ve dengeli biçimde yayımlanması isteniyor.

Ahmet Özer hakkında iktidar medyasındaki yayınlarda bu ilkeler açıkça, bile isteye ihlâl edildi, ediliyor. “Masumiyet ilkesi”ni yok sayanların yaptığı gazetecilik değil, tıpkı Ergenekon ve Balyoz kumpasları sürecinde olduğu gibi, operasyon gazeteciliği…

Galatasaray-Beşiktaş maçından sonra A Spor muhabiri Emre Kaplan’ı yumruklayan Beşiktaş Başkanı Hasan Arat’ın şoförü Sezgin Gülnar tutuklandı, üç gün hapiste kaldı.

Ama Galatasaray’dan gazeteciye yönelik şiddete tepki gelirken, Beşiktaş, tam tersine yumruklayanın tutuklanmasına itiraz etti. Çünkü Beşiktaş, Emre Kaplan’ı gazeteci değil “fanatik taraftar” olarak değerlendirdi.

Meseleyi anlamak için Emre Kaplan’ın sosyal medya profiline baktım. Profiline Galatasaray formalı bir fotoğraf koymuş; saldırının yaşandığı maçtan sonra da “Geçmiş olsun Hasan Arat, geçmiş olsun Hüseyin Yücel. Acil şifalar dilerim” yazarak Beşiktaş ile alay etmiş. Bir gazeteci olarak böyle yapmamalı, taraftar gibi davranmamalıydı.

Gazetecinin izlediği takımla içli dışlı olması mesleki kodlarımıza aykırı. Taraftar gazetecinin haberleri nesnel ve dengeli olamaz; güvenilirliği kalmaz. Ayrıca izlediği takım ve öbür takımların taraftar ve yöneticileri ile ilişkisi de gazetecilik sınırları dışına çıkar.

Elbette onun gazetecilik kurallarına aykırı davranması, asla şiddete gerekçe olamaz. Beşiktaş yönetiminin de gerekçe göstermeden şiddete karşı çıkması beklenirdi. Umarım taraftar muhabirliğin yanlış sonuçlara yol açabildiğini Emre Kaplan ve........

© Elips Haber


Get it on Google Play