Yarın İçin Hazırlıklı mıyız?
İbnü’l Cevzi (ra) “el Müdhiş” adlı eserinde şöyle der:
“Adamın biri pazarda buz satıyordu. Tezgâhın başında oturmuş ve yüksek sesle şöyle diyordu: “Ana sermayesi erimekte olana merhamet ediniz”
Selef-i salihin’den biri şöyle demiş: “Asır suresini yirmi yıl okumuş ancak ne dediğini anlayamamıştım. Hep şöyle düşünmüştüm. İnsan nasıl hüsranda olabilir? Zira Allah onu bütün her şeyle desteklemiş. Hayat için gereken her şeyi ona sunmuş. Peki, bu hüsranda olmak nasıl bir şeydi?
Sonra surede anılan hüsrandan kurtulanları dört sıfatla zikretmiş. Bunlar: İman, iyi ameller, sabrı tavsiye ve hakkı tavsiye.
İnsanın hüsranda olmasını anlamam ancak bu buz satan adamın tezgahının başında söylediği “Sermayesi eriyip kaybolan adama acıyın” demesiyle sona erdi. Öyle ya, bu buz parçası damla damla eriyip yok olmaktaydı ve geri dönüş imkanı da yoktu. İşte bu esnada asır suresindeki “İnsan muhakkak hüsrandadır” ayetinin manasını anladım.
Zararda olmamak için lazım olan ilk şey bu dünyanın, yaşadığımız hayatın bir gün son bulacağını hiç unutmamaktır. Bütün hasaretlerin ana sebebi ölümün geleceğinden gafil yaşamaktır. Rivayete göre Hz. İsa Aleyhisselam, bir Koyunun kulağına eğilerek bir şey........
© Doğruhaber
visit website