Cihat ruhunu kaybeden bir ümmet
Gazze, kanayan bir yaramızdır. Merhem bulamadığımız ya da bulmak istemediğimiz bir yara. Kendi kendimizi ellerimizle helak ediyoruz. Fasık birinin getirdiği habere inanmayın derken inandık. En büyük düşman nefsiniz derken onu besledik. Şeytani tüm yolları benimsedik ve bağrımıza bastık… Mazimizi unuttuk, geleceğimizi mahvettik. Umudumuzu yitirdik, cesaretimizi kaybettik. Her şeyde okyanusun ötesindeki İblisin ağzına bakıp duruyoruz, ‘o ne der acaba’ dercesine… Hep başka, hep başka, hep başka birilerinin şehit olmasını istedik… Mezarcımız bile mezar kazarken kendini değil, hep yukardakilerini uyardı…
Ölümden korkan, Allah ile buluşmaktan korkan bir ümmet haline geldik. Hiç ölmeyecekmiş gibi davranıyoruz… Yaşıyoruz demem çünkü, buna yaşam denmez… Bizler geçiniyoruz ve geçinirken de müfsitlere benzemeye çalışıyoruz. Çalışırken de başarılı olduk ve müfsit olduk… Cihad’ı unuttuk… Hayatımızdan tamamen çıkardık ve yasakladık. Onun yerine itaatkarlık ve köleliği koyduk… Batı’ya itaatkarlığı ve sekülerizme köleliği benimsedik. Geldiğimiz nokta ve halimiz ortadadır. Putperestliğe geri döndük… Herkes ayrı bir........
© Doğruhaber
visit website