Çare yeniden aslımıza dönmekte
Ümmet olarak çok büyük musibetlerle karşı karşıya bulunmaktayız. Adeta belalar denizinin tam ortasında küreği kırık, yelkensiz, pusulasız, korkunç fırtınaların oraya buraya savurduğu bir teknenin içindeymişiz gibi korkunun, yalnızlığın, bilinmezliğin, çaresizliğin, ümitsizliğin girdabında bir kurtuluş eli arıyoruz.
Bir zamanlar dünyaya hükmeden, devletler kuran, kurduğu medeniyetle tüm diğer medeniyetleri etkisi altına alan, insanlığa insaniyeti, merhameti, hoşgörüyü öğreten, insanları kula kulluktan kurtarıp Allah’ın kulluğu altına almak için kıtalar fetheden Müslümanlar, neredeyse son iki asırdır hiçbir varlık gösterememiş, varlıkları nesne olmaktan öteye geçememiştir.
Batı hegemonyası karşısında git gide gerileyen Müslümanlar, iki yüz yıldan fazla bir süredir her türlü saldırıyla yüz yüze kalmış, saldırılar karşısında duracak gücü ve iradeyi kendilerinde bulamamışlardır. İslam’ın ve Müslümanların son hamisi durumunda olan Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışı ve yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin de yüzünü Batıya dönerek hilafet makamını lağvetmesiyle ümmet sahipsiz kalmıştır. Müslümanları koruyacak ve birleştirecek sembol bir gücün olmayışı nedeniyle de İslam coğrafyası işgallerle tarumar edilmiş, Müslümanlar esaret zincirleriyle boyunduruk altına alınmış, Müslümanlara ait yeraltı ve yerüstü kaynakları sömürülmüş, kutsallarımız........
© Doğruhaber
visit website