menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

YAPMAYIN BEYLER

20 0
26.06.2024

Tarih boyunca din ile mücadele eden tağuti sistemlerin belli başlı yöntemleri vardır. Bu yöntemlerden biri Allah’ı gökyüzüne kapatıp yeryüzüne bulaştırmamaktır. Bir başka deyişle; imani meselelerde yetkilendirilen Allah’ı gündelik işlere, adalete ve dahi memleket idaresine karıştırmamaktır.

Bunun için klişe bir söz kullanırlar: Din ile devlet işleri birbirinden ayrıdır. Yani devletin idaresinde dinin bir dahli olamaz. Aslında şunu demek istemektedirler. Allah kendi sınırlarında kalsın. Bizim sınırlarımıza bulaşmasın. Örneğin; gökyüzünün idaresi onun olsun. Ama yeryüzünün idaresi bizimdir.

Tabi bunu söyleyenlere Allah’ın bir cevabı vardır. Nitekim Âl-i İmrân 129’da; “Göklerde ve yerde olan şeylerin hepsi Allah'ındır” denilerek, gök ve yeryüzündeki idarenin aslında kimde olması gerektiği hususu belirtilmiştir.

Türkiye’de 14 kişilik zevat, itikadi anlamda Allah’ın hakkını teslim etmekle birlikte, idari anlamda Rabbin yetkisini laikliğe havale edecek tarzda bir bildiri kaleme almış durumdalar. Çeşitli unvanlara sahip bu kişiler satır aralarında ayetlerin tarihselliğini de gündeme getirmişlerdir.

Hz. Muhammed (sav)’in son peygamber oluşu, bundan böyle vahyin inmeyeceği anlamına gelmektedir. Dolayısıyla son elçi........

© Doğruhaber


Get it on Google Play