Newroz ve İki Yılanın Başı
Erkan Kagda- Günlerden bir günün öğleninde, saf bir dağın eteğinde, develerin boynu bu derece eğrilmezden önce, haktan uzak, Dehâk adında, zalim mi zalim bir hükümdar yaşarmış. Dehâk’ın iki omzunda da sürekli aç iki devasa yılan varmış. Bu yılanlardan birinin ismi “Rengin”, diğerinin ismi ise “Dizgin” imiş. Dahhâk; bu iki yılanı, her öğün, mutluluk ülkesindeki halkın çocuklarının beyni ile besler, bahara hasret bırakırmış.
O yılanlardan Rengin, sinsi bir yılanmış. Sürekli deri değiştirir, hep aynı renk ama biraz değişik tonlara bürünürmüş. En ücra yerlere gizlenir, sokak sokak, dağlarda ovalarda gezinir, kalplerin derinliklerine doğru sürünürmüş. Akraba, Aşiret, Boy, Budun, Vatan, Millet sevgisi deyip seçermiş ve uzun boyuyla durmadan çizermiş. O sınırların içinde sadece kendi rengine “Rengin” denmesine izin verirmiş. Yoksa alınlarının tam ortasına batırırmış çatallı dilini. Rengin; ara sıra “sevgi” de dermiş. Ama bir tek kendi rengini severmiş. Herkes kendi rengi gibi olsun, rengi dışındaki renkler uzak olsun, bozuk olsun, olsun ama olmasın gibi olsun istermiş. Rengin; renginin kölesi olduğunu bilmezmiş. Rengindeki kirleri........
© Doğruhaber
visit website