Mehmet Emin Vural’ın ardından… Ve MTTB – Akıncılar bir hafızalarını daha kaybederken
Merhum Mehmet Yavuz kardeşimiz ve dahi hemşerimiz üzerinden tanışmıştım merhum Mehmet Emin Vural abimiz ile…
Böylece başlayan dostluğumuzu, uzaklık nedeniyle medya üzerinden sürdürdük. Mehmet Emin abi ile son görüşmemiz ise, yaklaşık iki sene önce idi. Kendisini arayıp, yeniden Avusturya’ya döneceğimizi söyleyince, gelip beni evden aldı ve iş yerine gittik. Derken, daldık dipsiz bir sohbete… Sohbet dediğim, o konuştu ben dinledim. Ben sordum, o cevapladı!
Bazen ikimizin de gözü doluyordu. O, ömrü boyunca çektiği acıları bir daha yaşıyor olduğu ve adeta iniltilerini duyuyor gibi olduğum için…
Sona geldiğimizde, “abi, bir dönemin büyük tanıklarındansın. Dolayısıyla bu yaşadıklarını yazman, bizim senin üzerindeki hakkımızdır” dedim ve o da, “tamam kardeşim, yazacağım inşallah” şeklinde oldu. Vedalaşırken de dayanamadım bir daha söyledim: “Abi, peşini bırakmayacağım. Arada bir arayıp, yazıp yazmadığını ve nereye kadar yazdığını da soracağım.”
Tebessüm etti, sarıldık ve ayrıldık…
Sonraki haberleşmelerimiz artık uzaktandı…
En son aradığımda ise, cevap veren kendisi değil oğlu idi ve hastaneye yatırdıkları babasının başında olduğunu söylüyordu… Sonrası........
© Doğruhaber
visit website