Hayat pahalılığı kimleri eziyor?
Türkiye, Arjantin’den sonra dünyanın en yüksek enflasyonunu yaşıyor. Üstelik enflasyonu düşürmeye yönelik söylemlerin pratikte karşılık bulmadığını görüyoruz. Gelirlerini gerçekleşen enflasyon kadar artıramayan yurttaşlar hayat pahalılığı altında ezilmeye devam ediyor. Kim bunlar? Küçük işletmeler, esnaf, köylü, serbest meslek sahipleri, ücretliler, dar gelirliler, emekliler ve işsizleri sayabiliriz. En alt sırada; Türk-İş’in şubat ayı, açlık ve yoksulluk sınırı araştırması sonuçlarına göre “açlık sınırı” olan 16 bin 257 liranın altında aylık gelir elde edenler ile “yoksulluk sınırı” olan 52 bin 955 liranın altında aylık gelir elde edenler geliyor. Açlık sınırı, dört kişilik bir ailenin sadece dengeli beslenebilme harcamasını; yoksulluk sınırı ise dört kişilik bir ailenin gıda, giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık gibi zorunlu harcamalar toplamını ifade ediyor.
Bir de gelirlerini enflasyondan fazla artıranlar ve enflasyonu fırsata çevirenler var. Başta devlet olmak üzere Türk Lirası borçlarını enflasyon nedeniyle eritenler ya da sahip oldukları varlık değerleri enflasyondan fazla artanlar bu işten kazançlı çıkanlar oluyor. Devlet ayrıca harcamalar üzerinden daha fazla dolaylı vergi topluyor, enflasyonist kârlar üzerinden daha fazla vergi alıyor. “Nas var” diye yaratılan negatif reel faiz imkânından yararlanıp zenginleşenleri de saymalıyız. Zengini daha zengin eden, fakiri daha fakir eden, gelir dağılımını bozan ve........
© Cumhuriyet
visit website