Hani kalbin kuruyacaktı?
“Siz Deniz Feneri için neler söylediniz... Bakalım ‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyasının altından neler çıkacak... O paralar nerelere gidiyor?”
Savcı Fikret Seçen, gözaltındaki şüpheli Tijen Mergen’e söylüyordu bunu. Sözde terör örgütü şüphelisi Mergen, Milliyet gazetesinin icra kurulu üyesi ve “Baba Beni Okula Gönder” kampanyasının koordinatörüydü.
“Narin okul yerine toprağa gitti. Narin’in tabutuna okul önlüğü yerine gelin duvağı kondu. Narin’i ‘baba yarısı’ amca öldürdü. Narin’i gömdü, sonra namaz kıldı...”
Günlerdir bunun gibi cümleleri okuyoruz. Hepsi doğru. Lakin yine hepsinde büyük bir eksik var. Öyle ya, “Unutursak kalbimiz kurusun” diye ant içmeyi de ve yine hep unutmayı da çok seviyoruz. İç titreten ağıtlar yakmayı da görkemli sözler paylaşmayı da çok iyi beceriyoruz. Ama işte yalnız Narin’in olmadığıyla da neden Narin’in yalnız bırakıldığıyla da bir türlü yüzleşemiyoruz.
Halbuki 2009’da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) bütün şubelerine ve Milliyet gazetesine yapılan polis operasyonu, Narin’in ölümünden bağımsız değildi.
Türkan Saylan’ı hatırlayın. “Kız çocuklarını........© Cumhuriyet
visit website